Examples of using Explore in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Maybe to Australia? Let's explore!
Go ahead, explore.
To unlock and explore the mysteries of the universe.
Evrenin sırlarını araştırmak ve çözmek.Travel, explore, just go wherever. Yeah!
Help explore new business possibilities, right?
Build beautiful artifacts, solve problems, explore the secrets of the physical universe.
With a simple computer, anyone can enter and explore.
Basit bir bilgisayarla herkes içine girip keşfe çıkabilir.Concentrate. Explore your past.
Konsantre ol. Geçmişini araştır.We can explore surrogacy now or you can adopt.
Yeah! Travel, explore, just go wherever.
Evet! Seyahat, keşif, neresi olursa oraya.We can go explore the other side of the Hawaiian Islands.
Hawaii adalarının diğer yanını keşfetmeye gidebiliriz.We have to explore every possibility.
Her olasılığı araştırmak zorundayız.Explore the limits of the one competitor above everyone else you have always loved to face.
Herkesten daha çok yüzleşmeyi sevdiğin rakibinin sınırlarını keşfet.Come on, let's explore.
Hadi, keşfe çıkalım.But please, feel free, explore.
Ama lütfen, özgürce araştır.You can't explore from the air, Madox.
Havadan araştırma yapılmaz, Madox.You just want to go, I don't know, explore or something.
Bilmiyorum, sadece bir yerlere gitmek istiyorsun keşif filân yapıyorsun.Mr. Bauer, we have to explore all possibilities.
Bay Bauer, tüm ihtimalleri araştırmak zorundayız.Explore the place.
Mekanı keşfet.Something about us compels us to learn, explore.
Bizimle ilgili bir şey bizi öğrenmeye, keşfetmeye mecbur kılıyor.
