GRAVITY in Turkish translation

['græviti]
['græviti]
yerçekimi
gravity
gravitational
grav
ağırlık
weight
of gravity
heaviness
heavy
deafness
ballast
counterweight
heft
with the paperweight
yer çekimi
kütleçekimi
gravity
gravitational
of gravitation
ciddiyetini
serious
seriousness
sobriety
no levity
severity
kütle çekiminin

Examples of using Gravity in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Nearly… Too fast… Everywhere… Everything is subject to gravity.
Neredeyse… Çok hızlı… Her yerdeler… Her şey yer çekimine mahkumdur.
I'm going to give you a little lesson in low centre of gravity.
Sana alçak ağırlık merkezi hakkında bir ders vereceğim.
Including gravity.
Kütle çekimi de dâhil.
Just one, a gravity source.
Tek bir şey, bir çekim kaynağı.
Of what's happening here. Ezekiel… I need you to understand the gravity.
Ezekiel… burada olanların ciddiyetini… anlamanı istiyorum.
I know. But every little bit will help me readjust to Earth's gravity.
Biliyorum ama her bir küçük şey beni Dünyanın yer çekimine yeniden alıştıracak.
Gravity points.
Ağırlık noktaları.
That describes how gravity works. Isaac Newton discovered a mathematical law.
Isaac Newton kütle çekiminin nasıl işlediğini açıklayan bir matematik yasası keşfetti.
As basic as gravity.
Kütle çekimi kadar temel.
They would be lighter because on the moon, there's a weaker force of gravity.
Ayda, daha zayıf bir çekim kuvveti olduğundan.
Simply trying to get you to understand the gravity of the situation; your cartoon earnings.
Basitçe anlamanız için uğraşıyorum durumun ciddiyetini; karikatür kazançlarınız.
But every little bit will help me readjust to Earth's gravity. I know.
Biliyorum ama her bir küçük şey beni Dünyanın yer çekimine yeniden alıştıracak.
As they grew, a new force became significant- gravity.
Onlar büyüdükçe, yeni bir kuvvet belirginleşmeye başladı: Kütle çekimi.
Oxygen, nitro balance, gravity.
Oksijen. Nitro-terazi. Ağırlık.
That will add some gravity to everything.
Bu durum her şeye bir çekim katacaktır.
How gravity created stars and galaxies and planets like the Earth.
Kütle çekiminin yıldızları ve Dünya gibi gezegenleri nasıl yarattığını.
All these individual solar systems revolve around a central point of gravity.
Tüm bu bireysel güneş sistemleri merkezi bir çekim noktasında dönüyor.
Yep. So, this is Castillo's center of gravity.
Evet, efendim. Öyleyse burası Castillonun ağırlık merkezi.
So, this is Castillo's center of gravity. Yep.
Evet, efendim. Öyleyse burası Castillonun ağırlık merkezi.
There's a weaker force of gravity. They would be lighter because on the moon.
Ayda, daha zayıf bir çekim kuvveti olduğundan.
Results: 3064, Time: 0.0764

Top dictionary queries

English - Turkish