HIMSELF IN THE HEAD in Turkish translation

[him'self in ðə hed]
[him'self in ðə hed]
kendini kafasından
kendini başından
kendini beyninden
own brain
were his brain
kendi kafasına
kendisini kafasından
kendisini başından
kendini seni öldürür başından

Examples of using Himself in the head in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
He heard the police were looking for him and shot himself in the head.
Polisin kendisini aradığını duymuş ve kendini başından vurmuş.
Anyway, the kid shot himself in the head.
Her neyse, sonra kendi kafasına sıkmış.
Playing Russian roulette in a bar. Last one of these guys shot himself in the head.
Bir önceki muhbir Rus Ruleti oynarken kendini başından vurmuştu.
The individual has shot himself in the head. Target down.
Hedef düştü. Şahıs kendi kafasına sıktı.
Last one of these guys shot himself in the head playing Russian roulette in a bar.
Bir önceki muhbir Rus Ruleti oynarken kendini başından vurmuştu.
And here a Sacramento man shot himself in the head… three times.
Ve Sacramentoda bir herif kendi kafasını patlatmış… üç kez.
And when your pal pulled a gun, might as well have shot himself in the head.
Ve dostun silah çektiğinde kendini başında vurmuş da olabilir.
Bryan sure as hell didn't hit himself in the head.
Bryan da tabii ki kendi kafasına kendisi vurmadı.
What?- Man shoots himself in the head.
Ne? Adam başından kendisini vuruyor.
He just hit himself in the head?
Kendini kafasından mı vurdu?
So he shot himself in the head?
Kendisini başından mı vurdu?
By the way, we have to do something about this boy who tried to shoot himself in the head.
Bu arada kendini kafasından vurmaya kalkan çocuk için bir şeyler yapmalıyız.
In 1996, he shot himself in the head on December ninth-- which incidentally is Judi Dench's birthday.
Yılında, aralıkın dokuzunda kendini başından vurdu-- ki bu da tesadüfen Judi Denchin doğum günü.
He saluted it, stood there for a time, and then shot himself in the head.
Ve daha sonra kendini kafasından vurdu. Anıta selam durdu, bir süre orada bekledi.
You would think a bloke who would won a silver medal at target shooting could hit himself in the head at a range of three inches?
Atışta gümüş madalya almış bir adamın 8 cm mesafeden kendini kafasından vurabileceğini düşünürsün, değil mi?
He hit himself in the head or something, Walked into a falling rock to make it look like i did it!
Kendi kafasına falan vurdu ve düşen bir kayanın altına yürüdü ki ben yapmışım gibi gözüksün!
But, and this is important, Beth, people want to understand why Jeff Crawford shot himself in the head.
Ama ve bu önemli, Beth insanlar Jeff Crawfordun neden kendini kafasından vurduğunu anlamak isteyeceklerdir.
I see my father asking me to right his wrongs… Right before he shot himself in the head.
Babam benden hatalarını düzeltmemi istiyor… kendini başından vurmadan hemen önce.
Mr. Harrison, in a fit of well-deserved despondency, hitched a ride up to Mulholland Drive and shot himself in the head.
Bay Harrison. tamamen hakkettiği gibi bunalıma girip. Mulholland Drivea çıktı ve kendisini başından vurdu.
Right before he shot himself in the head. I see my father asking me to right his wrongs.
Babam benden hatalarını düzeltmemi istiyor… kendini başından vurmadan hemen önce.
Results: 57, Time: 0.0522

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish