I DON'T WANT TO INTERRUPT in Turkish translation

[ai dəʊnt wɒnt tə ˌintə'rʌpt]
[ai dəʊnt wɒnt tə ˌintə'rʌpt]
sözünü kesmek istemiyorum
bölmek istemiyorum
ben sadece rahatsız etmek istemem

Examples of using I don't want to interrupt in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I don't want to interrupt, but could I ask you a favor?
Bölmek istemem ama senden bir iyilik isteyebilir miyim?
I don't want to interrupt, but I thought you might want to know.
Bölmek istemezdim ama bilmek istersiniz diye düşündüm.
I don't want to interrupt anything here.
Bir şeyleri bölmek istemem.
And I don't want to interrupt her.
Ona engel olmak istemiyorum.
I don't want to interrupt, but our test subjects will be turning soon.
Rahatsiz etmek istemiyorum ama deneklerimiz yakinda donusecek.
I don't want to interrupt, but I thought you might want to know.
Bilmek istersiniz diye düşündüm. Bölmek istemezdim ama.
But I don't want to interrupt.
Ama sizi bölmek istemem.
I don't want to interrupt.
Muhabbetinizi bölmek istemem. Bölmek ne demek.
No, I don't want to interrupt her date with Mark.
Hayır, Mark ile onun tarih kesmek istemiyorum.
Wow, Tracy, I don't want to interrupt this moment.
Vay be Tracy, buna engel olmak istemiyorum.
Dick, great timing. I don't want to interrupt.
Dick, iyi zamanlama. Kesmek istemem.
I don't want to interrupt the proceedings, but I'm sure you would all like to show your appreciation to all the ladies here for their hard day's work.
Toplantıyı bölmek istemem ama böylesine zor bir çalışma gününde buradaki tüm hanımları takdir edeceğinizden eminim.
But I kind of have something important to do today. Hey, I don't want to interrupt your flow.
Muhabbetinizi bölmek istemem ama… bugün yapılacak çok mühim bir işim var.
I don't want to interrupt if… His office said he was having welcome to the firm" drinks.
Bölmek istemem. Ofisinden, hoşgeldin içkisi içtiklerini söylediler… birkaç iş arkadaşıyla.
I don't want to interrupt. So, I will just
Bölmek istemezdim, Bu yüzden bu paketi masanın üzerine bırakıyorum.
Hey, guys, I'm sorry, I don't want to interrupt. But, um… people are starting to arrive.
Selam millet. Üzgünüm, rahatsız etmek istemezdim ama… izleyiciler gelmeye başladı.
But, um… people are starting to arrive. Hey, guys, I'm sorry, I don't want to interrupt.
Selam millet. Üzgünüm, rahatsız etmek istemezdim ama… izleyiciler gelmeye başladı.
I don't want to interrupt, but I do think it's important that you know what Jane's thinking.
Bölmek istemem ama, bence Janein ne düşündüğünü bilmeniz gerçekten önemli.
Sorry, I don't want to interrupt, but Henry ran DNA on the evidence markers
Özürdilerim, bölmek istemezdim, ama Henry DNA ve kanıtlardaki işaretlerden katilin
I don't want to interrupt whatever those four people are doing but could you come from a wet blanket not that wet blanket on the party.
Ama partiye gelip insanlara Şu dört kişinin yaptığı şeyi bölmek istemem.
Results: 60, Time: 0.0539

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish