IN A HURRY TO GET in Turkish translation

[in ə 'hʌri tə get]
[in ə 'hʌri tə get]
acelesi var
gitmek için acelesi vardır
girmek için acele ediyorum ellerindekinin
gitmek için acele mi ediyorsun
götürmek için acele

Examples of using In a hurry to get in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yeah, and I take it you're in a hurry to get there?
Öyle mi, oraya varmak için aceleniz var gibi?
Looks like somebody was in a hurry to get inside.
Anlaşılan birisi içeriye aceleyle girmiş.
I was tired, I was in a hurry to get back home.
Yorgundum, eve geri dönmek için acelem vardı.
Uncle, he is in a hurry to get married because… He wants to fulfill his father's wishes.
Amca, onun evlenmek için acelesi var, çünkü babasının dileğini yerine getirmek istiyor.
He is in a hurry to get married because… He wants to fulfill his father's wishes.
Onun evlenmek için acelesi var çünkü babasının dileğini yerine getirmek istiyor.
I know that you're in a hurry to get home, but I really do need you to stick around for a couple more tests.
Eve gitmek için acele ettiğini biliyorum ama birkaç tahlil daha yapmak istiyorum.
She was not frightened, because he was a harmless little thing who would not hurt her and he seemed in a hurry to get out of the room.
O incitmez zararsız küçük bir şeydi, çünkü O korkmuyordu onu ve o odadan dışarı almak için acele görünüyordu.
The EMT that Alice body-jacked said she was in a hurry to get to something called L'Étoile.
Aliceın vücudunu çaldığı hasta bakıcı LEtoile denen bir şeye varmak için acelesi olduğunu söyledi.
He was in a hurry to get back for a vote.
Oylamaya geri dönmek için acelesi vardı.
Are my ears deceiving me, or is our middle child actually in a hurry to get to school today?
Kulaklarım beni yanıltmıyorsa ortanca kızımız okula gitmek için acele mi ediyor?
He was in a hurry to get away.
Gitmek için acelesi vardı.
I'm in a hurry to get to Dijon.
Acele Dijona gitmem gerekiyor.
You seem in a hurry to get stood up.
Ekilmek için acelen var gibi.
Tom is in a hurry to get that done.
Tom bunu yaptırmak için acele ediyor.
Unless you're in a hurry to get home.
Eve gitmeye acelen yoksa tabii.
I'm in a hurry to get to the monastery!
Ama manastıra ulaşmak için acele ediyorum!
Now you're in a hurry to get to sleep?
Uyumak için acelen mi var?
Are you in a hurry to get anywhere, or,?
Bir yere acelen mi var ya da…?
They're not even in a hurry to get me home.
Eve götürmek için acele bile etmiyorlar.
Tom and Mary were in a hurry to get to school.
Tom ve Mary okula gitmek için telaş içindeydiler.
Results: 477, Time: 0.065

In a hurry to get in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish