Examples of using It's raining in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
It's raining! Hurry up!
Çabuk ol! Yağmur yağıyor!Rain… It's raining again today in Kanto.
Bugün Kantoda yine Teto.- It's raining.
Teto. -Yağmur yağıyor.It's raining. Teto.
Teto. -Yağmur yağıyor.It's raining. Just make sure when they put me in the ground, I'm dead.
Beni gömerlerken, öldüğümden emin ol. Yağmur yağıyor.It's raining, and we forgot to close the windows.
Yağmur yağıyor ve biz pencereleri kapatmayı unuttuk.It's raining beer!
Bira yağıyor!It's raining Where are you going holding your underwear Are you crazy?
Nereye gidiyorsun yağmur yağıyor. iç çamaşırlarıyla. Delirdin mi sen?It's raining and he's just walking around looking about.
Yağmur yağıyor ve adam etrafına bakarak yürüyor.Listen. It's raining heavily and… getting through is difficult.
It's raining like mad out there.
Dışarıda deli gibi yağıyor.No. It's raining.
Yağmur yağıyor.- Hayır.It's raining heavily.
Çok yağmur yağıyor. ONU ANLAYAMIYOR.It's raining white women!
Beyaz kadın yağıyor!All right, so it's raining and I turn it back off.
Tamam, işte yağmur yağıyor ve ben de sileceği kapatıyorum.It's raining. I don't like to fly in the rain. .
Yağmur yağıyor. It's raining falafel sauce!
Falafel sosu yağıyor!Guess it's raining still?
Acaba hala yağmur yağıyor mu?It's raining, for Christ sake!
Yağmur yağıyor, Tanrı aşkına!It's raining?
Yağmur yağıyor mu?
