IT STARTED RAINING in Turkish translation

[it 'stɑːtid 'reiniŋ]
[it 'stɑːtid 'reiniŋ]
yağmaya başlamış
yağmuru başladı
yagmur basladi

Examples of using It started raining in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
It started raining hard. Because of that, we played inside.
Şiddetli yağmur yağmaya başladı. Bundan dolayı, biz içeride oynadık.
All of a sudden it started raining.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
It started raining at four in the morning.
Sabahleyin dörtte yağmur yağmaya başladı.
It started raining.
Yağmur yağmaya başladı.
When it started raining, Mary's hair dye ran down her forehead.
Yağmur yağmaya başladığında, Marynin saç boyası alnına aktı.
I remember one day it started raining.
Bir gün yağmur yağmaya başladı.
But it started raining out of nowhere.
Birden yağmur yağmaya başladı.
It started raining out there.
Orada yağmur yağmaya başladı.
Tom made it home just before it started raining.
Tom yağmur yağmaya başlamadan hemen önce. eve döndü.
Tom got home just before it started raining.
Tom yağmur yağmaya başlamadan önce eve ulaştı.
The car broke down halfway. And it started raining.
Araba yolun ortasında bozuldu ve yağmur yağmaya başladı.
Just after I finished, it started raining.
Bitirdikten hemen sonra yağmur yağmaya başladı.
It started raining as soon as we got home.
Eve varır varmaz yağmur yağmaya başladı.
It started raining just as I was leaving home.
Tam evden ayrılırken yağmur yağmaya başladı.
Uh, right after you fell asleep last night, it started raining.
Evet. Dün gece sen uykuya dalar dalmaz, yağmur yağmaya başladı.
Just as I was about to go out, it started raining.
Tam dışarı çıkmak üzereyken yağmur yağmaya başladı.
Then, I was home alone but it started raining.
Sonra, evde yalnızdım ama yağmur yağmaya başladı.
But it started raining. Then, I was home alone.
Sonra, evde yalnızdım… ama yağmur yağmaya başladı.
But it started raining. Then, I was home alone.
Evde yalnızdım… ama yağmur yağmaya başladı.
It started raining gumballs.
Gökten sakız yağmaya başlar.
Results: 73, Time: 0.0448

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish