Examples of using It was empty in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
We thought it was empty.
Boş olduğunu düşünmüştük.It was empty, and we have a game this weekend.
Boştu, hem bu hafta sonu maçımız var.When I looked tonight in the case, it was empty.
Bu gece kutuya baktığımda içi boştu.I thought it was empty.- Yeah.
Boş olduğunu sanıyordum.- Evet.I took a desk at the back because it was empty.
Arka tarafta bir masaya geçtim çünkü boştu.The container was open, and it was empty.
Kafes açıktı ve içi boştu.Yeah.- I thought it was empty.
Boş olduğunu sanıyordum.- Evet.Limanlara bu kadar yakınken ziyan oluyordu. Boştu.But it was empty lying on the floor.
Ama yerdeyken içi boştu.So, you knew it was empty.
Yani, boş olduğunu biliyordun.Led to a thread on a message board, but it was empty.
Bir mesaj panosundaki ipucuna yönlendirmişti, ancak boştu.I found the box, but it was empty.
Kutusunu buldum ama içi boştu.I thought it was empty.- No-one's.
Boş olduğunu sanıyordum.- Kimsenin.Led to a thread on a message board, but it was empty.
Mesaj panosunda bir konuya yönlendirildi, ancak boştu.When I opened the safe, it was empty.
Kasayı açtığımda, içi boştu.No-one's. I thought it was empty.
Boş olduğunu sanıyordum.- Kimsenin.No, it was empty. The shells were at home.
Mermiler evdeydi.- Hayır, boştu.Take these tablets, ma'am. It was empty.
Bu ilaçları alın hanımefendi. Boştu.I knew it was empty.
Boş olduğunu biliyordum.It was empty. Wait, you're putting money back into the community.
Siz parayı topluma geri kazandırıyorsunuz. Boştu.
