LANCE in Turkish translation

[lɑːns]
[lɑːns]
mızrak
spear
lance
trident
javelin
pike
mızrağı
spear
lance
trident
javelin
pike
mızrağını
spear
lance
trident
javelin
pike
mızrağımı
spear
lance
trident
javelin
pike
lanceden
lancesin
lancede

Examples of using Lance in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Lance has some Intel for us.
Lancede bizim için biraz istihbarat var.
Runs his lance into the king's headpiece, bam!
Mızrağını Kralın miğferine sapladı ve bum!
And you're Captain Lance!
Sen de baş komiser Lancesin.
Our first race is a benefit for daredevil Lance Murdock.!
İlk yarışımız Cesur Mızrak Murdockun yararına!
It's impossible to recover the Lance of Longinus.
Longinusun Mızrağını geri almamız imkânsız.
It's impossible for us to retrieve the Lance of Longinus.
Longinusun Mızrağını geri almamız imkânsız.
A lance used to pierce the side of Christ while He hung on the cross.
Çarmıha gerilirken Hz. İsanın böğrünü delmek için kullanılan mızrak.
The bit of the lance that was left in my eye.
Gözüme batan o mızrak parçasını.
My employers have demanded that I steal your boss's force lance.
İş verenlerim patronunuzun güç mızrağını çalmamı emrettiler.
I figure Lance won't be looking for butterfly decorative soaps anytime soon.
Yakın zamanda Lancenin kelebekli sabunlara bakacağını düşünmüyorum.
I'm looking for Red Lance, son of White Crow,
Kızıl Mızrakı arıyorum. Beyaz Karganın oğlu,
Who looks for Red Lance?
Kızıl Mızrakı kim arıyor?
This one's a Westerosi knight from an ancient house trained in sword and lance.
Kılıç ve mızrakta eğitimli köklü bir Westeros hanesinden gelen bir şövalye.
From an ancient house trained in sword and lance.
Kılıç ve mızrakta eğitimli… köklü bir Westeros hanesinden gelen bir şövalye.
Lance!- Matt?
Matt? -Lance! Daha önce
Lance?-Pidge?-No.-Never!
Hayır. -Lance? -Pidge? -Asla!
How? No lance, no arrow can reach this far.
Nasıl? Mızrağın yok, buraya ulaşacak okun yok.
No lance, no arrow can reach this far, only your tongue.
Sen ancak laf yaparsın. Mızrağın yok, buraya ulaşacak okun yok.
Help!- Lance, help!
Yardım edin! -Lance, yardım et!
From an ancient house trained in sword and lance. This one's a Westerosi knight.
Kılıç ve mızrakta eğitimli… köklü bir Westeros hanesinden gelen bir şövalye.
Results: 3213, Time: 0.0537

Top dictionary queries

English - Turkish