OLD TREE in Turkish translation

[əʊld triː]
[əʊld triː]
eski ağaç
old tree
yaşlı ağaç
eski ağacı
old tree
eski ağacın
old tree
yaşlı ağacın
ihtiyar bir ağaç

Examples of using Old tree in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
We just wanted to climb your old tree.
Sadece senin yaşlı ağacına tırmanmak istedik.
I'm guessing your old tree has no reason to lie.
Yaşlı ağacınızın yalan söylemek için bir sebebi olmadığını sanıyorum.
Not since we lost that old tree.
O yaşlı ağacı kaybettiğimizden beri farklı.
She looks like an old tree.
Yaşlı bir ağaca benziyor.
I see myself as an old tree trunk.
Kendimi yaşlı bir ağaç gövdesi olarak görüyorum.
It's only a little old tree lizard.
Sadece yaşlı bir ağaç kertenkelesi.
She's a 1000-year old tree monster.
O 1000 yaşında bir ağaç canavarı.
I feel like an old tree that ain't got no water.
Suyu kalmamış yaşlı bir ağaç gibi hissediyorum.
A fine old tree.
Yaşlı bir ağaç.
I was cutting down an old tree.
Eski bir ağacı kesiyordum.
This is a piece of a big old tree.
Bu büyük yaşlı bir ağacın parçası.
An old tree house!
Eski bir ağaç evi!
He says… it is like an old tree.
Diyor ki… eski bir ağaç gibidir.
There is an old tree by the river.
Nehrin kıyısında yaşlı bir ağaç var.
It's just a nice old tree.
Bu sadece yaşlı bir ağaç.
Yes… It's an old tree.
Çok yaşlı bir ağaç.
Old tree uses new tree..
Eski ağaçlar yeni ağaçları kullanır.
An old tree provides shade.
Eski bir ağaç gölge sağlar.
I had this old tree house which my dad built me.
Babamın yaptığı eski bir ağaç evim vardı.
Ask them if they see an old tree stump in the front yard?
Ön bahçede eski bir ağaç kütüğü görüyorlar mı diye sor?
Results: 61, Time: 0.0494

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish