ON YOUR HEAD in Turkish translation

[ɒn jɔːr hed]
[ɒn jɔːr hed]
kafana
head
high
mind
skull
brain
scalp
cranial
başının üstüne
aye-aye
kellene
bounty
head
kell
beheadings
alnında
take
get
here
buy
grab
al's
have
forehead
frontal
secure
sorumlusu siz
başına kaldır
insubordination
kafanda
head
high
mind
skull
brain
scalp
cranial
kafandaki
head
high
mind
skull
brain
scalp
cranial
kafanıza
head
high
mind
skull
brain
scalp
cranial
başın üstüne
aye-aye
senin başında

Examples of using On your head in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Traitor, Indian lover, and there's still a price on your head.
Hain, Kızılderili düşkünü hâlâ kellene ödül veriyorlar.
Do not move. Put your hands on your head.
Kıpırdama.- Ellerini başına kaldır.
Looks like two snakes trying to kill each other on your head.
İki tane yılan kafanda birbirlerini öldürmeye çalışıyormuş gibi.
And I can't take you seriously with that thing on your head.
Ve kafandaki şu şapkayla seni ciddiye almam mümkün değil.
Drop your weapon and place your hands on your head. Stop!
Silahını bırak ve ellerini başının üstüne koy! Dur!
Put your hands on your head.
Ellerini başınızın üstüne koyun.
You look like you have got a bump on your head.
Sen kafanda bir şişlik varmış gibi duruyorsun.
Then what are those horns on your head, pretty boy?
O zaman kafandaki o boynuzlar ne şeker oğlan?
You don't get a bruise on the side of your face when you fall on your head.
Başının üstüne düştüğün vakit yüzünün kenarında morluklar oluşmaz.
Would you wear a shoe on your head?
Kafanıza ayakkabı giyer misiniz?
Put your hands on your head, Colonel, please.
Ellerinizi lütfen başınızın üstüne koyun, albay lütfen.
I suppose we will be ok as long as you keep that bag on your head.
Sanırım kafandaki çantayı çıkarmadığın sürece daha iyi olacağız.
You have had a concussion and four stitches on your head.
Bir sarsıntı geçirdin ve kafanda 4 tane dikiş var.
Put your hands on your head and drop to your knees.
Ellerini başının üstüne koy ve diz çök.
Hands on your head.
Eller başın üstüne. Hadi.
Put your hands on your head. Not you, girls.
Ellerinizi başınızın üstüne koyun Sizler değil kızlar.
What? They have put out a contract on your head.
Kafanıza bir sözleşme imzaladılar. Ne?
Let me get you somethin for that cut on your head.
Dur, şu kafandaki yaraya bir şeyler yapalım.
There's a spider on your head.- What?
Kafanda örümcek var.- Ne?
Down on your knees, and put your hands on your head.
Diz çök ve ellerini başının üstüne koy.
Results: 524, Time: 0.0592

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish