PING in Turkish translation

• ping
• sinyal
• pingi
• bir ping
• sinyali
• sinyalimiz
• ping ping
• ping ile

Examples of using Ping in English and their translations into Turkish

I got a ping on Clara's phone.
Claranın telefonundan sinyal aldım.

But we did get a cell phone ping.
Ama bir telefon sinyali yakaladık.

I see the creature that ate Yang Ping, Chief!
Şef! Yang Pingi yiyen yaratığı gördüm!

A vintage Ping arcade machine?
Eski bir Ping oyun makinesi mi?

On her girlfriend. But we did get a cell phone ping.
Ama arkadaşının cep telefonundan sinyal aldık.

Did you not Yang Ping?
Yang Pingi bilmiyor musun?

Geri just got this vintage Ping cabinet.
Geri eski bir Ping oyunu aldı.

Yes, you got a ping.
Evet, bir sinyal aldın.

Chief!/ I saw the creature that ate Yang Ping.
Şef! Yang Pingi yiyen yaratığı gördüm.

Cameron, one ping on the fathometer.
Cameron, derinlikölçerde bir ping gönder.

The ICBM sends a ping to the sat dish every four hours.
Füze uyduya her dört saatte bir sinyal yolluyordu.

We got to see Ping, and we learned Michael's true feelings for Ryan.
Pingi gördük ve Michaelın Ryan için olan gerçek hislerini öğrendik.

We got a ping on Hansen's phone.
Biz Hansen telefonda bir ping var.

He lured my brother Le Ping in with him.
O kardeşim Le Pingi de ayarttı.

We couldn't get a second or third ping.
İkinci veya üçüncü bir ping alamadım.

Russians said they got a ping from this location.
Rusya bu konumdan sinyal aldıklarını söyledi.

They're going to make you kill Xiang Ping!
Size Xiang Pingi öldürtecekler!

Just got a ping on my news feed.
Haber bültenimde sadece bir ping var.

Now, Johnny, I want you to kill Xiang Ping.
Şimdi Johnny, senden Xiang Pingi öldürmeni istiyorum.

Got a ping on hansen's phone.
Biz Hansen telefonda bir ping var.