POSITIONING in Turkish translation

• konumlandırma
• pozisyonunu
• konumlama
• konum
• positioning
• mevkilendirme
• konumundan
• pozisyonu
• konumlandırmayı
• konumlandırıyorum
• konumlandırmada
• konumu

Examples of using Positioning in English and their translations into Turkish

Procedure for positioning the violin on your shoulder.
Kemanı omzunuzda tutma pozisyonu.

Subservient positioning, asking to be dominated.
İtaatkâr pozisyonlarda, hükmedilmeyi istiyorlar.

Develop positioning, and again, either pivot or proceed.
Konumlandırmanızı geliştirin ve ya stratejik dönüş yapın ya da devam edin.

Correct positioning of the index finger is necessary for optimal dexterity.
Doğru pozisyonda tutmak için işaret parmağı üstte olması gerekir.

What's minus 4 degrees based on solar positioning.
Nedir güneş konumlandırmaya dayalı eksi 4 derece.

Notice the positioning of the stars.
Yıldızların konumuna dikkatini çekerim.

All right, now, the traps are usually activated electronically by the positioning of the knobs.
Pekala. Kapaklar genellikle düğmelerin konumlarına göre elektronik olarak çalışır.

Understanding this curvature is essential for the positioning of satellites into orbit around the earth.
Bu bükülmeyi anlamak dünya etrafında yörüngeye uydu konumlandırmak için esastır.

the DORIS observations are used for positioning of ground stations.
DORIS gözlemleri yer istasyonlarının konumlandırılması için kullanılır.

Initiate mirror positioning.
Tetikleyici aynalar konumlandırılıyor.

Or positioning himself.
Ya da kendisini konumlandırıyor.

It's about positioning.
Bu pozisyon almakla alakalı.

You check the positioning with an angiogram and the function with an echo.
Senkonumunu kontrol bir anjiogramlan ve bir yankı ilefonksiyonu.

It's on to proper curtsy technique. Today, after pinky positioning.
Bugün, serçe parmağı duruşundan sonra, sıra düzgün reverans… tekniğine gelecek.

One more positioning sound and I find the Morbius labra. Yay!
Bir ses daha belirlersem sanırım Morbiusun laboratuarını bulabilirim. Evet!

That someone was preparing to distribute some kind of positioning code on the Internet.
Birilerinin internete bir çeşit yerleştirici kodları yaymaya hazırlandıklarını söyledim.

The phone sends out positioning signals every ten minutes.
Telefon her on dakikada bir konum sinyali gönderiyor.

OSD positioning.
OSD yerleştirmesi.

GPS PPS Performance Standard-The official Precise Positioning Service specification.
GPS PPS Performance Standard-Resmi Hassas Yerleştirme Servisi belirtimi.

Political positioning thing. It's just a thoroughly… tawdry radical feminist.
Bu baştan sona… bir bayağı, radikal, feminist politik duruş olayı.