PROGRESSING in Turkish translation

[prə'gresiŋ]
[prə'gresiŋ]
ilerliyor
to move forward
move
to go
proceed
advance
progress
the advancement
gelişmeye
improvement
evolve
growth
to improve
development
developing
thrive
progress
ilerleme
to move forward
move
to go
proceed
advance
progress
the advancement
ilerlemesini
to move forward
move
to go
proceed
advance
progress
the advancement

Examples of using Progressing in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Malaya, check for progressing pneumos.
Malaya, pnömo sürecini kontrol et.
The world's progressing as fast as that train, isn't it?
Dünya bir tren kadar hızlı gelişiyor, değil mi?
Test Group 17 progressing positively.
Test grubu 17, olumlu gelişme kaydediyor.
How are the wedding plans progressing?
Düğün planları nasıl gidiyor?
Do they have religion there? Cuba is progressing.
İnançları var mı? Küba gelişiyor.
Repairs progressing. Crew morale high, except for their concern that… Our supply officer might be caught and shot.
Tedarik subayımızın yakalanıp idam edilmesinden korkuyorlar. Tamir ilerliyor. Ekibin morali yüksek ancak hepsi endişeli.
And it helped to remind me that I need to keep progressing, otherwise I will just sink.
Gelişmeye devam etmem gerektiği hatırlamama yardımcı oldu. Aksi taktirde batmıştım.
your symptoms are severe and progressing… at an alarming rate.- We believe you have been poisoned.
belirtileriniz ciddi… ve ilerliyor.- Zehirlendiğinizi düşünüyoruz.
Progressing a lot, and it was a no-brainer. I mean… You know your work has been… No.
İşin olduğunu biliyorsun… çok ilerleme kaydediyorum. Hayır. demek istediğim.
It focuses on the imaginary wounds… that keep people from progressing'cause they're so busy picking at them.
İnsanların ilerlemesini engelleyen… hayali yaralara odaklanır çünkü kişi o yaraları seçmekle meşguldür.
That keep people from progressing cause they're so busy picking at them. It focuses on the imaginary wounds.
Hayali yaralara odaklanır çünkü kişi o yaraları seçmekle meşguldür. İnsanların ilerlemesini engelleyen.
It focuses on the imaginary wounds that keep people from progressing, because they're so busy picking at them.
Hayali yaralara odaklanır çünkü kişi o yaraları seçmekle meşguldür. İnsanların ilerlemesini engelleyen.
it focuses on the imaginary wounds that keep people from progressing.
kişi o yaraları seçmekle meşguldür. İnsanların ilerlemesini engelleyen.
Progressing a lot, and it was a no-brainer. You know your work has been… No. I mean.
Biliyorsun, çalışmalarında Hayır. Demek istediğim… çok ilerleme kaydediyorsun ve ve bu kolay oldu.
And start progressing our relationship again. let's return to where we left off Since you helped me retrieve past memories.
Ilişkimizi tekrar ilerletmeye başlayalım. Eski hafızalarımı kazanmama yardım ettiğin için kaldığımız yere dönelim ve.
And every now and then, whoever wants to walk in this room- turn on a switch-- they can see how I'm progressing or decomposing.
Ve bundan böyle bu odada kim yürümek isterse- bir düğmeye basınca, bendeki gelişmeyi görebilecek… ya da nasıl çürüyor olduğumu.
He could become quadriplegic, but the fact makes me think that this is progressing rapidly. that he's presenting with weakness right now.
Tüm vücudu felç olabilir… ancak şu an bacakta güçsüzlükle gelmiş olması… bana hastalığının hızla ilerlediğini düşündürüyor.
Repairs progressing.
Onarım işleri ilerliyor.
I'm not progressing.
Bir gelişme olmuyor.
Progressing very well, Madame.
Çok iyi ilerliyor, Madam.
Results: 12424, Time: 0.0986

Top dictionary queries

English - Turkish