ROLLING in Turkish translation

['rəʊliŋ]
['rəʊliŋ]
yuvarlanan
rolling
haddeleme
sarma
joint
rolling
wrapping
winding
spliffs
sararken
wraps
goes
surrounds
devirmeye
to overthrow
down
to topple
knocks
rolling
taking out
to fall
to depose
to subvert
to overturn
yuvarlanma
rolling
yuvarlamaya
rolling
yuvarlamak
rolling

Examples of using Rolling in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
She saw me rolling a cigarette and thought it was marijuana.
Sandı ki marihuana içiyorum. Beni sigara sararken gördü.
Listen, can you fill her in on the rolling and the wipe down?
Dinle, ona yuvarlanma ve cam silme olayını anlatabilir misin?
Rolling the dung is good for tight buns!
Gübre yuvarlamak sıkı kalçalar için birebir!
Start the ball rolling. Right.
Topu yuvarlamaya başla. Sağ.
Yeah. Rolling your own is best.
Sarma en iyisidir.- Evet.
It was like little pebbles rolling down a hill.
Bayırdan aşağı yuvarlanan ufak bir çakıl taşı gibiydi.
She saw me rolling a cigarette and thought it was marijuana.
Marihuana sanmış. beni sigara sararken görmüş.
And reset and rolling.
Sıfırla ve haddeleme.
Rolling the dung is good for tight buns!
Gübre yuvarlamak, sıkı kalçalar için şarttır!
Start rolling.
Yuvarlamaya başlayın.
Neil Armstrong reporting the rolling pitch program.
Neil Armstrong bildiriyor, yuvarlanma atış programı.
Yeah, rolling your own is best. Really?-Yeah.
Sarma en iyisidir.- Evet.
Thunder rolling from the mountains.
Dağlardan yuvarlanan gökgürültüsü varmış.
And reset and rolling.
Ve sıfırlama ve haddeleme.
Rolling in bagel dough means we'rerolling in money dough!
Çörek hamuru yuvarlamak para içinde yuvarlanmak demek!
Yeah, you best keep on rolling dawg.
Aynen, yuvarlamaya devam et, dostum.
Neil Armstrong reporting the rolling pitch programme.
Neil Armstrong bildiriyor, yuvarlanma atış programı.
And those cherry rolling papers?
Ve kirazlı sarma kağıdı?
The kitten loved to chase rolling coins.
Kedi yavrusu yuvarlanan sikkeleri kovalamayı severdi.
No… but getting drunk and rolling stuff is.
Hayır… ama içki içmek ve bir şeyleri yuvarlamak öyle.
Results: 1141, Time: 0.0594

Top dictionary queries

English - Turkish