Examples of using Scrape in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
The width of that scrape could give us the size of the hook.
O çiziğin genişliği bize kancanın boyunu verebilir.You fly too close and scrape that, it will leave a mark. Solid metal.
Çok yakın uçup onu kazırsan, bir iz bırakacaktır. Katı metal.Who wants to help scrape the grease off my… I'm home!
Who wants to help scrape the grease off my.
Kim yağı temizlememe yardım etmek ister.Racers, when they lean into the corners,- their knees scrape the asphalt.
Yarışçılar, virajlarda çok eğilip, dizlerini asfalta sürterler.It nests in a scantily lined ground scrape laying 5-21 eggs.
Yumurta koyduğu eksik olarak çizilen bir yer kazımasında yuva yapar.I never scrape.
Ben asla kazımam.And yet you still scrape.
And you will never have to scrape ice off your windshield ever again.
Bundan sonra arabadan buz kazıman da gerekmeyecek.i gotta scrape the grill.
I will get some iodine for that scrape.
A bit of a scrape, and.
That's not a scrape. That's a cut from a blade.
Bu sıyrık değil, bıçak kesiği.Maybe--maybe I could scrape… oh, no.
Belki kazırsam düzelebilir… oh, hayır.What would you know about having to scrape for a living?
This is not just a scrape. This is a very deep cut.
Right there. Scrape there.
Orayı bir kazısana.What do you mean?- Scrape the wall?
Duvar kazımak mı? Ne demek istiyorsun?Scrape the wall? What do you mean?
Duvar kazımak mı? Ne demek istiyorsun?You had to go down pretty hard to get a scrape like that.
Böyle sıyrıklarınız olduğuna göre bayağı sert düşmüş olmalısınız.
