SHOUTING in Turkish translation

• bağırmayı
• bağırarak
• bağrışmalar
• bağıran
• bağırıp
• çığlık
• diye bağırarak
• haykırmaya
• bağırmak
• bağırmaya
• bağırdığını
• bağrışmaları
• çığlıklar
• bağrışıyordunuz

Examples of using Shouting in English and their translations into Turkish

The collision and the shouting woke me.
Darbe ve bağrışmalar beni uyandırdı.

Stop shouting, are you crazy?
Bağırıp durmasana, delirdin mi?

Shouting and fighting. You and Wade could spend your lives.
Wade ve sen hayatınızı bağırarak ve kavga ederek geçirebilirsiniz.

but she is shouting.
Ama çığlık olduğunu.

And the red neighborhood ran after them shouting:"Democracy.
Kızıl mahalle de'' Demokrasi'' diye bağırarak peşlerinden koşuyordu.

My wife started shouting.
Eşim haykırmaya başladı.

You're shouting.
Bağıran sensin.

Stop shouting. This is a restaurant,
Bağırmayı kesin. Burası bir restoran,

This one's not going to do any more shouting! He's ready.
Bu yaptığımız artık bağırıp çağıramayacak! Hazır.

Shouting- Crowd Clamoring.
Bağrışmalar- Kalabalık bağrışır..

Some anniversary… politicians on the grandstand… everyone shouting slogans… you know.
Bir yıldönümünde politikacılar tribünde oturuyordu ve herkes bağırarak bildiğin sloganları atıyordu.

I smile without reason, not sure what is going on. feel like flying and shouting.
Sebepsiz gülüyorum, ne oluyor bilmiyorum sanki çığlık çıplığa uçuyormuşum.

No fighting, no shouting, no complaining, no fixing.
Kavga yok, bağırmak yok, şikayet yok, tamir yok.

I like to see the people shouting in church.
Kilisede bağıran insanları görmeye bayılıyorum.

Would you please stop shouting. I have got to go?
Gitmem gerek! Bağırmayı kesebilir misin lütfen?

He's ready. This one's not going to do any more shouting!
Bu yaptığımız artık bağırıp çağıramayacak! Hazır!

Shouting, gunshots and then smoke.
Bağrışmalar, silah sesleri ve bir duman.

Just before you came out of the plane. I just heard something like shouting.
Sadece, sen uçağın dışına gelmeden az önce çığlık gibi bir şey duydum.

Lloyd shouting for help from the nice guy, Robert Cummings.
Lloydun iyi adam Robert Cummingsten bağırarak yardım istemesi gerekir.

This is when Lee Henry starts shouting.
Tam burada Lee Henry haykırmaya başlar.