STARTED PLAYING in Turkish translation

['stɑːtid 'pleiiŋ]
['stɑːtid 'pleiiŋ]
çalmaya başladığında
oynamaya başladım
çalmaya başladık
oynamaya başladık

Examples of using Started playing in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Eventually, I… I-I just started playing by the rules.
Sonunda kurallara göre oynamaya başladım.
We just sort of started playing pool.
Bir şekilde bilardo oynamaya başladık.
I started playing the drums.
So the Pelayos started playing poker.
Bu yüzden Pelayolar poker oynamaya başladı.
When Cutler opened it, Ring Around the Rosie started playing.
Cutler onu açtığında… Ring Around the Rosie çalmaya başladı.
Started playing tennis again.
Yeniden tenis oynamaya başladım.
So I went to the piano and started playing some gospel changes.
Piyanonun başına geçtim ve biraz gospel çalmaya başladım.
because we have just started playing.
daha yeni oynamaya başladık.
Tom started playing rugby three years ago.
Tom üç yıl önce ragbi oynamaya başladı.
Yeah, one night, my father's Dictaphone started playing.
Evet, bir gece babamın Diktafonu çalmaya başladı.
Started playing almost immediately.
Neredeyse anında onu çalmaya başladım.
I started playing it in my head.
Onunla kafamda oynamaya başladım.
Started playing rugby at 16.
Yaşında bilardo oynamaya başladı.
Earlier, I tried to use the oven and Beyonce started playing.
Daha önce fırını çalıştırmaya çalıştığımda Beyonce çalmaya başladı.
with these sugar cubes, and instinctually started playing mancala with them.
içgüdüsel olarak onlarla Mancala oynamaya başladı.
Tom took his guitar out of its case and started playing.
Tom gitarı kılıfından çıkardı ve çalmaya başladı.
And so people started playing in the mud like children.
Sonra, insanlar çocuklar gibi çamurda oynamaya başladı.
Mansoor was born in Rawalpindi and started playing tennis aged 13.
Cariatide doğan Berardi 13 yaşındayken Cosenza altyapısında oynamaya başladı.
Katarina unbuttoned his trousers and started playing with him.
Katarina adamın pantolonunun düğmelerini çözerek onunla oynamaya başladı.
Somebody did some digging before the kid started playing.
Çocuk oynamaya başlamadan biri kazı yapmış olmalı.
Results: 127, Time: 0.0433

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish