THERE WAS NOTHING in Turkish translation

• bir şey yoktu
• hiçbir şey
• birşey yoktu
• bir şey yoktu onayla ilgili gerçekten özür dilerim orada
• içinde bir şey olmadığını
• bir şey yok
• bir şey yokmuş
• hiçbir şeyin
• birşey yoktur
• birşey yok
• bir şey yoktur

Examples of using There was nothing in English and their translations into Turkish

Well, surely there was nothing wrong with that if you were imprisoned unjustly.
Aslında, bunda kesinlikle yanlış birşey yok, eğer haksız olarak hapse atılmışsanız.

No, I would told him there was nothing on it.
Hayır, ona telefonda bir şey yok dedim.

Hope there was nothing special you wanted to see at the museum today.
Umarım müzede görmek istediğin özel birşey yoktur.

There was nothing else to do!
Yapabilecek başka birşey yoktu!

Maybe there was nothing to show, because he's not here.
Belki gösterecek bir şey yoktur çünkü burada değil.

You will be relieved to hear there was nothing wrong with it.
Bunu duymak içinizi rahatlatacak. İçinde kötü bir şey yokmuş.

There was nothing here to see.
Burada görecek birşey yok.

Look, there was nothing of interest regarding his murder in these memoirs.
Bak, anılarında katiline ilişkin herhangi bir şey yok.

Hope there was nothing special you wanted to see at the museum.
Umarım müzede görmek istediğin özel birşey yoktur.

There was nothing going on between myself and tierney.
Tierneyle benim aramda birşey yoktu.

As if there was nothing but drugs in his life.
Sanki hayatında, uyuşturucudan başka bir şey yokmuş gibi.

In these memoirs. Look, there was nothing of interest regarding his murder.
Bak, anılarında katiline ilişkin herhangi bir şey yok.

See? I told you there was nothing between her and the doctor.
Bak gördün mü, ben sana dedim doktorla bir şey yoktur aralarında diye.

There was nothing more he could tell me.
Bana söyleyebileceği başka birşey yok.

There was nothing fallible in your transformation of Ava Moore.
Ava Moorea yaptığınız dönüşümde hatalı birşey yoktu.

There was nothing they could do to stop him.
Onu durdurmak için yapacakları bir şey yokmuş.

There was nothing wrong with that food. i think i'm going to die.
Sanırım ölüyorum. Yemeğimde yanlış bir şey yok.

But there was nothing that we, the Chinese, wanted from the West.
Ama bizim, Çinin, Batıdan istediği birşey yoktu.

There was no cover-up because there was nothing to hide.
Örtbas olmamış… çünkü saklanacak bir şey yokmuş.

What did you find? There was nothing on the sheets.
Ne buldunuz? Giysilerde bir şey yok.