THIEVING in Turkish translation

['θiːviŋ]
['θiːviŋ]
hırsız
thief
burglar
robber
crook
theft
intruder
thieving
stealing
çalmak
steal
to play
knock
theft
rang
to rob
hırsızlık
thief
burglar
robber
crook
theft
intruder
thieving
stealing
hırsızlar
thief
burglar
robber
crook
theft
intruder
thieving
stealing
hırsızlığı
thief
burglar
robber
crook
theft
intruder
thieving
stealing

Examples of using Thieving in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Probably have a taste for gambling and thieving. They're sharps.
Çok zekiler. Muhtemelen kumar ve hırsızlık onlara keyif veriyordur.
You little thieving, you.
Sizi küçük hırsızlar.
He was hanged for thieving a pig.
Domuz hırsızlığından dolayı asılmıştı.
While I was there, I learned that my thieving can be put to good use.
Oradayken hırsızlığımın iyi bir amaç için kullanılabileceğini fark ettim.
As I leave Brilliant behind, I think about the backlash he anticipates if the thieving carries on.
Parlak Zekayı arkamda bırakırken hırsızlığın devam etmesi konusundaki endişelerini düşündüm.
Merchant of thieving class.
Hırsızların taciri….
Would you rather that they keep thieving all their lives?
Peki hayatları boyunca çalmaya devam etmelerini mi istiyorsunuz?
Petty thieving ain't exactly soldiers' work.
Ufak hırsızlıklar tam olarak askerlerin işi değildir.
I want to free us from these thieving rogues!
Bizi bu düzenbaz hırsızlardan kurtarmak istiyorum ben!
But then I discovered thieving gets your hands cut off.
Ama sonra hırsızların ellerinin kesildiğini… ya da bir yerlerinin balyozla ezildiğini öğrendim.
Just before they sacked you for thieving.
Seni hırsızlığın için kovmadan önce.
For thieving. Just before they sacked you.
Seni hırsızlığın için kovmadan önce.
You told that thieving little shit where we were going?
Sen o lanet olası hırsıza nereye gittiğimizi söyledin mi?
If you're so good who needs thieving?
O kadar iyiysen, çalmaya kimin ihtiyacı olur ki?
Stop that thieving!
Mezar hırsızlığından vaz geçin!
We used to go over there thieving.
Eskiden oraya hırsızlığa giderdik.
Not help help, but- Not with the thieving, but.
Yardım değil, fakat-- Çalmakla değil, fakat.
Probably have a taste for gambling and thieving.
Muhtemelen kumar ve hırsızlıktan zevk alıyorlar.
Horse thieving?
At mı çaldınız?
Petty thieving ain't exactly soldiers' work.
Askerlerin işi değildir. Ufak hırsızlıklar tam olarak.
Results: 397, Time: 0.0476

Top dictionary queries

English - Turkish