TO BLAME YOURSELF in Turkish translation

[tə bleim jɔː'self]
[tə bleim jɔː'self]
kendini suçlamak
kendini suçlamana
kendini suçlaman
gordügünde

Examples of using To blame yourself in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Julia, Julia, this is not the time to blame yourself.
Julia, Julia. Şimdi kendini suçlamanın zamanı değil.
And I don't want you or Frank to blame yourself for any of this.
Ve senin veya Frankin, bunun için kendinizi suçlamanızı istemiyorum.
You don't want to blame yourself, so you slap a fine on me.
Suçu kendinde bulmak istemediğin için, üstüme atmaya çalışıyorsun.
No need to blame yourself for its failure.
Başarısız oldu diye kendini suçlamana gerek yok.
You make time to blame yourself.
Kendini suçlamak için zamanın var.
Well, you make time to blame yourself.
Eh, kendini suçlamak için zaman ayırın.
Well, you make time to blame yourself.
Kendini suçlamak için zaman yaratıyorsun.
How is it that you always manage to blame yourself for everything?
Nasıl oluyor da her şey için kendini suçlayabiliyorsun?
How do you know? How do you know what it's like to… to blame yourself?
Kendini suçlamak nasıldır, nereden bileceksin?- Nereden biliyorsun?
But in the meantime, if you could just stop finding ways I could ask Cisco to find a parallel universe in which you did, to blame yourself, that would be so great.
Ciscodan paralel bir evrende ne olduğunu öğrenmesini isteyebilirim… ama bu sırada sen de kendini suçlamayı bırakırsan harika olur.
I could ask Cisco to find a parallel universe in which you did, to blame yourself, that would be so great. but in the meantime, if you could just stop finding ways.
Ciscodan paralel bir evrende ne olduğunu öğrenmesini isteyebilirim… ama bu sırada sen de kendini suçlamayı bırakırsan harika olur.
I could ask Cisco to find a parallel universe in which you did, but in the meantime, if you could just stop finding ways to blame yourself, that would be so great.
Ciscodan paralel bir evrende ne olduğunu öğrenmesini isteyebilirim… ama bu sırada sen de kendini suçlamayı bırakırsan harika olur.
To blame yourself, that would be so great. but in the meantime, if you could just stop finding ways I could ask Cisco to find a parallel universe in which you did.
Ciscodan paralel bir evrende ne olduğunu öğrenmesini isteyebilirim… ama bu sırada sen de kendini suçlamayı bırakırsan harika olur.
The one thing that you had absolutely no control over whatsoever, that, you want to blame yourself for.
Her şeye rağmen kontrol edemediğin tek şey kendini suçlama istediğin.
Because this was a defining moment for you-- perhaps the defining moment-- the day you started to blame yourself.
Çünkü bu senin için en belirleyici an. Belki de kendini suçlamaya başladığın gün.
You have nothing to blame yourself for. Mrs Odone, you have enough to put up with without.
Bayan Odone, zaten katlanacağınız yeterli şey varken… kendinizi suçlamanıza hiç gerek yok.
Well, if it ever does, I'm sure you will a find some way to blame yourself.
Öyle bir şey olursa eğer eminim kendini suçlayacak bir şey bulursun sen.
chance to help him, you're going to blame yourself.
sonra başına birşey gelirse bundan dolayı kendini suçlayacaksın.
You have to blame yourself.
Bunu hak ettin! Kendini suçlaman gerek.
You want to blame yourself?
Kendini mi suçlamak istiyorsun?
Results: 395, Time: 0.0508

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish