SUÇ in English translation

crime
suç
cinayet
olay
kriminal
suçla
criminal
suç
suçlu
ceza
cezai
sabıka
kriminal
adli
cani
felony
suç
ağır
cinayet
cürüm
fault
hata
suç
fay
kabahat
offense
suç
hücum
gücenmek
saldırı
darılmak
ofans
darılmaca
yanlış
alınma
kusura bakmayın
guilt
suçlu
suç
vicdan azabı
blame
suçlamak
suç
suçlayın
sorumlu
suçlu
yüzünden
bir vebal
suçlayabilir misin
kabahati
offence
suç
gücenmek
alınmak
saldırı
darılmak
bir günahtır
charge
hücum
şarj
yük
ücret
sorumlu
yetkili
suçlaması
sorumluluğunu
suçu
başına
charges
hücum
şarj
yük
ücret
sorumlu
yetkili
suçlaması
sorumluluğunu
suçu
başına
crimes
suç
cinayet
olay
kriminal
suçla
felonies
suç
ağır
cinayet
cürüm
criminals
suç
suçlu
ceza
cezai
sabıka
kriminal
adli
cani
offenses
suç
hücum
gücenmek
saldırı
darılmak
ofans
darılmaca
yanlış
alınma
kusura bakmayın

Examples of using Suç in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Beş Şehir şampiyonluğu,… 24 All-Americans,… yedi NBA All-Stars üç suç.
Five city championships, 24 All-Americans, seven NBA All-Stars… three felonies.
Ancak bir çok uzman, suç yelpazesinin fazla geniş tutulduğu görüşünde.
Many experts, however, say the range of offenses is too broad.
İlk suç.- Evet.
First offence.- Yeah.
Suç duyurusunda bulunmak istemiyor ama adamın ona vurduğu bir gerçek.
But the fact is he hit her. She doesn't want to press charges.
Annemin suç jiujitsusunda siyah kuşağı var.
My mom has, like, a black belt in guilt jujitsu.
Suç bende değil. Eğleniyor musun?
You having fun out there? It's not my fault.
Eğer bu gece başarılı olsaydı, suç efsanevi canavara yüklenmiş olacaktı.
The legendary monster. If he had succeeded tonight the blame would have fallen on.
Demek küçük suç çetesi bunlar?
So, this is the little gang of criminals.
Tanrı bilir, eşim benim adıma suç işlemezdi.
For my behalf. God knows my wife wouldn't commit any felonies.
Suç( lama): viski kaçakçılığı.
Charge: whiskey peddling.
İki suç var.
There were two offenses.
İIk suç.- Evet.
Yeah, first offence.
Karavanıma zarar verdiğin için hâlâ suç duyurusunda… bulunabileceğimin farkında mısın?
You do realize I can still press charges against you for vandalizing my truck?
Imden daha fazla suç i? ymy bildi?
And I have already got more guilt than I know what to do with?
Öncelikle suç bende değil. Bayan Biel?
First of all, it's not my fault. Ms. Biel?
Müzik dinlemeye bayılan o. Suç Quillde.
Blame Quill. He's the one who loves music so much.
Peki, suç ne kadar bekleyebilir ki?
After all, how long can we criminals wait?
Tanrı bilir, eşim benim adıma suç işlemezdi.
God knows my wife wouldn't commit any felonies for my behalf.
Suç ve sıfır mahkumiyet.
Seventy-five offenses and no convictions.
Suç: isyan çıkarmak.
Charge:"Making a mutiny.
Results: 18265, Time: 0.0389

Top dictionary queries

Turkish - English