WE DON'T KNOW WHAT TO DO in Turkish translation

[wiː dəʊnt nəʊ wɒt tə dəʊ]
[wiː dəʊnt nəʊ wɒt tə dəʊ]
ne yapacağımızı bilmiyoruz
to know what we're going to do
to know what we'e going to do
ne yapacağımızı bilemiyoruz

Examples of using We don't know what to do in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
The company just went bankrupt we don't know what to do next and I saw the poster over there.
Çalıştığımız şirket daha yeni iflas etti, ne yapacağımı bilmiyorum. Şurada da bir ilan gördüm.
We didn't know what to do with her, Guv.
Onunla ne yapacağımızı bilemedik, Şef.
We didn't know what to do next.
Daha sonra ne yapacağımızı bilmiyorduk.
We didn't know what to do, sir.
Ne yapacağımızı bilemedik efendim.
We didn't know what to do.
Biz ne yapacağımızı bilmiyorduk.
And then we didn't know what to do.
Ve sonra ne yapacağımızı bilemedik.
We did not know what to do with this boy.
Bu çocukla ne yapacağımızı bilmiyorduk.
We were terrified. We didn't know what to do.
Ne yapacağımızı bilemedik. Çok korkmuştuk.
We didn't know what to do. We were terrified.
Ne yapacağımızı bilemedik. Çok korkmuştuk.
Anyway, we didn't know what to do.
Neyse, ne yapacağımızı bilmiyorduk.
Our little brother Lenny, we didn't know what to do.
Kardeşimiz Lenny için ne yapacağımızı bilmiyorduk.
I'm so sorry, we didn't know what to do.
Özür dilerim. Ne yapacağımızı bilemedik.
We didn't know what to do.
Otelde kalmalıydık ve birbirimizle ne yapacağımızı bilmiyorduk.
It's on hold. We didn't know what to do.
Sanırım beklemede. Ne yapacağımızı bilemedik.
We didn't know what to do with ourselves.
Otelde kalmalıydık ve birbirimizle ne yapacağımızı bilmiyorduk.
We all panicked. We didn't know what to do.
Paniğe kapıldık. Ne yapacağımızı bilemedik.
We didn't know what to do. We all panicked.
Paniğe kapıldık. Ne yapacağımızı bilemedik.
We had almost no money when we arrived, we did not know what to do.
Geldiğimizde hemen hemen hiç paramız yoktu, ne yapacağımızı bilmiyorduk.
I'm sorry I went to your therapy, but we didn't know what to do.
Terapi canını sıktıysa üzgünüm ama ne yapacağımızı bilemedik.
We came here with hardly any money, and we didn't know what to do.
Geldiğimizde hemen hemen hiç paramız yoktu, ne yapacağımızı bilmiyorduk.
Results: 40, Time: 0.0619

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish