WHILE PLAYING in Turkish translation

[wail 'pleiiŋ]
[wail 'pleiiŋ]
oynarken
playing
when
while
oynayan
playing
guy
starring
for shoprite

Examples of using While playing in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
While playing for the Lakers, he hit a buzzer beater with 0.4 second left in game 5 of the 2004 Western Conference Semifinals against the San Antonio Spurs,
Batı Yarı Finalleri 5. Maçında San Antonio Spurs ile oynarlarken 0.4 saniye kala maçın kaderini belirleyen şutu atmıştır,
This list of former players includes those who received international caps while playing for the team, made significant contributions to the team in terms of appearances or goals while playing for the team, or who made significant contributions to the sport either before they played for the team, or after they left.
Eski oyuncuların yer aldığı bu liste, takımda oynarken milli forma giyen oyuncuları, takımda oynarken oynadığı maç ya da attığı gol sayısı açısından önemli katkılar yapan oyuncuları ya da buradan önce ya da sonra oynadığı takımda önemli katkılar yapan oyuncuları içermektedir.
It also included Premier League players, and the following former Leicester City players were included:* Arthur Rowley* Gordon Banks* Frank McLintock* Peter Shilton* Gary Lineker====World Cup players====The following players have been selected by their country in the World Cup Finals, while playing for Leicester.
Premier League oyuncularını da barındıran listede aşağıdaki eski Leicester City futbolcuları yer almaktadır:* Arthur Rowley* Gordon Banks* Frank McLintock* Peter Shilton* Gary Lineker==== Dünya Kupası futbolcuları ====Aşağıdaki futbolcular Leicester Cityde oynadıkları dönemde Dünya Kupası finallerinde oynamışlardır..
While playing basketball.
Basketbol oynayarak.
While playing badminton.
Badminton oynarken.
I hurt myself while playing.
Top oynarken düşüvermişim!
Only while playing tennis.
Sadece tenis oynarken.
Keeled over while playing cards.
İskambil oynarken yığılıvermiş.
Gwang got hurt while playing hwatu.
Gwang kumar oynarken yaralanmış.
Mind your head while playing!
Oynarken başını koru!
Tom injured himself while playing rugby.
Tom ragbi oynarken kendini sakatladı.
I sprained my finger while playing volleyball.
Voleybol oynarken parmağımı incittim.
They eat sunflower seeds while playing cards.
Onlar kart oynarken ayçiçeği çekirdeği yiyorlar.
Tom dislocated his collarbone while playing football.
Tom futbol oynarken köprücük kemiğini çıkardı.
Stop combing your hair while playing!
Oyunda saçınla oynamayı bırak!
I fell in while playing by myself.
Düştüğüm zaman tek başıma oynuyordum.
Tom hurt his leg while playing football.
Tom futbol oynarken bacağını incitti.
Can you be drunk while playing baseball?
Beyzbol oynarken sarhoş olabilir misin?
Flopsy found a funny picture while playing today.
Tavşancık bugün oynarken garip bir resim buldu.
My father broke his thumb while playing football.
Babam football oynarken başparmağını kırmış.
Results: 2164, Time: 0.0559

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish