WHILE WORKING in Turkish translation

[wail 'w3ːkiŋ]
[wail 'w3ːkiŋ]
çalışırken
work
try
operate
when
run
attempt
study
çalıştığı sırada
çalıştığı süre

Examples of using While working in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
She can't testify to what she witnessed-- or claims she witnessed-- while working for me.
Benim için çalıştığı süre boyunca, tanık olduğu ya da olduğunu iddia ettiği konular hakkında ifade veremez.
But, you know, it takes a while working with new people to start seeing with the same eyes.
Ama bilirsin yeni biriyle çalışmaya başlayınca,… aynı şeyleri görmek biraz zaman alır.
If you would like to gain practical skills while working, education agreement is a good alternative to apprenticeship training.
Bir iş yerinde pratik beceri edinmek istiyorsanız eğitim sözleşmesi işte öğrenim sözleşmesine iyi bir alternatiftir.
He added that Serbia would do all it can to keep the peace in the former province, while working to prevent more countries from recognising Kosovo.
Sırbistanın yeni ülkelerin Kosovayı tanımalarını önlemeye çalışrken eski eyaletinde barışı korumak için elinden gelen her şeyi yapacağını da kaydetti.
During this time Patrick Hayden, while working as an intern, along with Robin Burgener(a full-time employee at the time),
Bu arada Robin Burgener( o zaman QNX çalışanı) ile birlikte çalışan Patrick Hayden( stajyer)
Your team was under the impression Clairmont was killed while working as a private contractor in Afghanistan back in'06.
Ekibinin kanısına göre Clairmont 2006 yılında Afganistanda özel anlaşmalı çalıştığı zaman ölmüş.
While working at a dry sauna there. And like he claimed, I have confirmed that he has been staying at Busan.
İddia ettiği gibi Busanda kaldığını teyit ettim, orada kuru saunada çalışıyormuş.
Shut up! The party teaches us to be new men while working for a new China!
Kes sesini, Parti bunu bize yeni adamlar olalım diye öğretir. Yeni Çin için çalışıyoruz.
In cryptography, a Feistel cipher is a symmetric structure used in the construction of block ciphers, named after the German-born physicist and cryptographer Horst Feistel who did pioneering research while working for IBM(USA); it is also commonly known as a Feistel network.
Kriptografide, IBM( ABD) için çalışırken öncü araştırmalar yapan Almanya doğumlu fizikçi ve kriptograf Horst Feistelin ismiyle anılan Feistel şifresi blok şifrelerin yapımında kullanılan simetrik bir yapıdır; aynı zamanda Feistel ağı olarak da bilinir.
While working on the show, Zano also wrote, starred in and directed student films that made their way to the JVC Universal Film Competition, a festival in which over 800 local high schools participate.
Gösteri üzerinde çalışırken, Zano yaklaşık 800 yerel lisenin katıldığı bir festival olan JVC Evrensel Film Yarışmasına doğru yol almak için öğrenci filmleri yazdı, oynadı ve yönetti.
Discoveries===In 1880, while working in the military hospital in Constantine, Algeria, he discovered that
Yılında Konstantin, Cezayirdeki bir askeri hastanede çalışırken sıtmadan ölen bir hastadan alınan kan yaymasında
Tykwer and Becker wrote the screenplay for"Life Is All You Get" while working on Tykwer's second feature,"Winter Sleepers"(1997), a much bigger and more complex production than"Deadly Maria.
Tykwer ve Becker Tykwerın ikinci yapımı olan'' Wintersleepers''( 1997) üzerinde çalışırken'' Deadly Maria'' dan daha komplex ve büyük bir yapım olan'' Life Is All You Get'' in senoryosunu yazdılar.
While working at Bletchley, Turing, who was a talented long-distance runner, occasionally ran the 40 miles(64 km)
Bletchleyda çalışırken, Turing, ara ara üst-seviye karşılamalarda ona ihtiyaç duyulduğunda Londraya 40 km koşmuş,
Van Gogh lodged at the home of Ursula Loyer and her daughter Eugenie, at 87 Hackford Road, Brixton, London, England, from August 1873, while working at the art dealership Goupil& Co.
Van Gogh sanat galerisi Goupil& Coda çalışırken 1873 Ağustosunda İngilterenin Brixton kentinde, 87 Hackford Roadda, Ursula Loyer ve kızı Eugenienin evinde oturdu.
While working on adding automatic multiplication and division to Pascal's calculator, he was the first to describe
Pascalın hesaplayıcısına otomatik çarpma ve bölme fonksiyonlarını eklemeye çalışırken, 1685te çarklı hesaplayıcıyı ilk tanımlayan insan oldu
Word Mobile is neither able to display nor insert footnotes, endnotes, page headers, page footers, page breaks, certain indentation of lists, and certain fonts while working on a document, but retains them if the original document has them.
Word Mobile, bir belgede çalışırken dipnot, son not, sayfa üstbilgisi, sayfa üstbilgisi, sayfa sonunu, listelerin belirli girintilerini ve bazı yazı tiplerini görüntüleyemez veya ekleyemez; orijinal belgede varsa bunları korur.
Based on the resulting investigation, I have convened a grand jury to hear testimony about whether the task force you are a part of enabled Raymond Reddington to continue committing crimes while working as a Bureau informant.
Ortaya çıkan soruşturmayı esas alarak bir parçası olduğunuz Görev Gücünde Raymond Reddingtonın bir Büro muhbiri olarak çalışırken suç işlemeye devam edip etmediği hakkında ifadelerinize başvurmak için büyük bir jüri topladım.
after co-founder David Sacks, a former PayPal executive, developed the basic concept of Yammer while working on a startup project after he left PayPal in 2002.
PayPalın eski kurucularından David Sacksin bir başlangıç projesinde çalışırken Yammerın temel konseptini geliştirmesinden sonra TechCrunch50 konferansında başlatıldı.
Based on the investigation, I have convened a grand jury… to hear testimony about whether the task force you are a part of… enabled Raymond Reddington to continue committing crimes… while working as a Bureau informant.
Ortaya çıkan soruşturmayı esas alarak… bir parçası olduğunuz Görev Gücünde… Raymond Reddingtonın bir Büro muhbiri olarak… çalışırken suç işlemeye devam edip etmediği hakkında… ifadelerinize başvurmak için büyük bir jüri topladım.
We will protect them as long as they still require protection, while working toward a day when the creatures of this earth no longer have to suffer man's egoism, insensitivity, and greed.
Korunmaya ihtiyaçları olduğu sürece onları koruyacağız. Biz çalıştığımız sürece bu yaratıklar erkeklerin bencillikleri, duyarsızlıkları ve açgözlülükleri yüzünden daha fazla acı çekmeyecek.
Results: 183, Time: 0.0405

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish