YOU ANSWER in Turkish translation

• cevap
• cevaplamadan
• sen cevap ver
• vereceksin
• sen cevaplayacaksın
• siz cevaplayın
• sen cevap vereceksin
• yanıt
• hesap
• itaat edeceksin

Examples of using You answer in English and their translations into Turkish

Kamin, can you answer me? How are you feeling?
Kamin, bana yanıt verebilir misin? Nasıl hissediyorsun?

You answer first. Tell me.
Önce sen cevap ver. Anlat.

CNN broadcast the launch American Shuttle. You answer.
CNN, Amerikan mekiğinin fırlatılma görüntülerini yayınlıyor. Vereceksin.

I ask and you answer.
Ben soracağım, sen cevap vereceksin.

If you answer honestly, we can send you home.
Dürüstçe yanıt verirsen, seni eve gönderebiliriz.

You answer to me. Stop!
Bana itaat edeceksin. Dur!

You answer his question.
Bu soruya sen cevap ver.

You're 60 years old and you answer to him like you're a kid.
Yaşındasın ve ona bir çocuk gibi hesap veriyorsun.

No, pendejo, you answer to me.
Hayır aptal, bana vereceksin.

Stop! You answer to me!
Bana itaat edeceksin. Dur!

We're going to ask you a question. You answer good, no pain.
Sana bir soru soracağız cevabın hoşumuza giderse acı yok;

You answer my questions by nodding yes
Cevabın evetse, başını aşağı-yukarı;

Either you answer our questions or we're gonna yank out all your teeth today.
Ya sorularımızı cevaplarsın ya da tüm gün dişlerini çekeriz.

And if you answer it correctly, then I will believe you..
Ve doğru cevabı verirsen, o zaman sana inanırım.

How will you answer?
Cevabın ne olacak?

You ask questions and you answer them too.
Sorular sorup cevabını da kendin veriyorsun.

The sooner you answer our questions, The sooner you go back to work.
Sorularımızı ne kadar çabuk cevaplarsanız işinize o kadar çabuk dönersiniz.

You know how you answer that question?
O soruyu nasıl cevaplarsın, biliyor musun?

You answer,"Yes." I will say.
Evet'' cevaplar bana önceden.

The phone rings, you answer it, there's no one there.
Telefon çalar, cevaplarsın, kimse yoktur.