Examples of using You cannot do in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
You cannot do this, Justine.
Bunu yapamazsin, Justine.Smart enough to know that you cannot do this.
Bunu yapamayacağını bilecek kadar zekisin.But one thing you cannot do.
Yapabileceğim bir şey var mıydı?You cannot do that, Agent Peña.
Bunu yapamazsınız Ajan Peña.I have also seen what you cannot do.
Ayrıca neler yapamayacağını da gördüm.Lord Ahn, you cannot do this.
Bunu yapamazsınız. Lort Ahn.You cannot do this. Lord Ahn.
Bunu yapamazsınız. Lort Ahn.Come on, Carv. You cannot do one of your own guys.
Yapma, Carv. Kendi adamlarından birine bunu yapamazsın.Come on, Carv. You cannot do one of your own guys.
Kendi adamlarından birine bunu yapamazsın. Yapma, Carv.Our people in Berlin will help with any clean up you cannot do from here.
Berlindeki halkımız, burada yapamayacağınız her türlü temizliğe yardımcı olacaktır.You cannot do this in front of the Mantagore. Stop!
Mantagoreun önünde bunu yapamazsınız. Durun!You cannot do that.
Gönderemezsin. Bunu yapamazsın.You cannot do that. They may have suffered from the flood.
Bunu yapamazsınız. Selden ötürü mağdur olmuş olabilirler.You cannot do that, because she has no jewels.
Bunu yapamazsınız, çünkü hiç mücevheri yok.Whereas in India, you cannot do that, because you have to listen to the public.
Ancak Hindistanda bunu yapamazsınız, çünkü halkın dediğini dinlemek zorundasınız.Crusoe, you cannot do this!
You cannot do this.
Sana bunu yapamam.You're jok-- Oh, Sarah, you cannot do that!
You cannot do this at least?
En azından bunu yapamaz mısınız?Please, I beg of you, you cannot do this.
Lütfen size yalvarıyorum, bunu yapamazsınız.
