YOUR BRAINS in Turkish translation

[jɔːr breinz]
[jɔːr breinz]
beynini
brain
cerebral
mr.
bey
gentleman
neural
kafanı
head
high
mind
skull
brain
scalp
cranial
aklını
mental
mind
psychiatric
wisdom
sense
head
intellect
psych
think
intelligence
beyin hücrelerin
beynin
brain
cerebral
mr.
bey
gentleman
neural
beyninizi
brain
cerebral
mr.
bey
gentleman
neural
beyinlerinizi
brain
cerebral
mr.
bey
gentleman
neural
senin beyninle
kafanızı
head
high
mind
skull
brain
scalp
cranial
senin beyninin

Examples of using Your brains in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Is he keeping your brains in jars?
Beyinlerinizi kavanozlarda mı tutuyor?
Unless there's nuances beyond the good hair and"I'm gonna blow your brains out.
Saçlarını arkaya tarayıp'' Beyninizi patlatacağım.'' demenin farkı dışında.
It's Quantum entanglement, between the quantum states composed of her molecules and your brains.
Posner molekülleriyle… beynin arasındaki kuantum dolanıklığı denilen kuantum olayı inanılmaz.
I'm gonna eat your brains, Vicki. Stop that!
Senin beynini yiyeceğim Vicki. Kes şunu!
Hurry up or I will blow your brains out.
Acele et, yoksa kafanı patlatırım.
Your brains, my warrior instincts… we couldn't lose.
Düşünsene senin beynin, benim savaşçı içgüdülerim… Kaybetmemiz imkansız.
All of you go and get your brains knocked out.
Hepiniz gidip beyinlerinizi nakavt ettirin.
Raise your head, and we will use your brains to stick up posters!
Kafanızı kaldırın ki beyninizi afiş yapıştırmak için kullanalım!
Because with my looks and your brains, we can make a fortune.
Benim görünüşüm ve senin beyninle servet kazanabiliriz.
You were not hired for your brains, you hippopotamic landmass!
Ben seni beynin için kiralamadım, seni zebellak seni!
Yeah, I guess blowing your brains out is.
Evet, sanırım senin beynini patlatmak… herhangi birinin iddia edeceğinden daha çok ilgili olacaktır.
There's a plate in there as big as your brains.
En az senin beynin kadar büyük bir levha var.
I want to control your brains!
Beyinlerinizi kontrol etmek istiyorum!
Fill your brains with knowledge and you will succeed on this planet.
Kafanızı bilgiyle doldurursanız bu dünyada başarılı olursunuz.
That's why I'm going to eat your brains, to gain your intelligence.
Sizin beyninizi yiyeceğim. İşte bu yüzden bilgeliğinizi kazanmak için.
Yeah. Your brains.
Senin beyninle. Evet.
Have your brains ever seen the light of day? Tell me something?
Söyle bana, beynin hiç gün ışığını gördü mü?
The University is ruining your brains.
Bu üniversite senin beynini mahvediyor.
Where's your brains, boy?
Senin beynin nerede, çocuk?
And you will succeed on this planet.- Fill your brains with knowledge.
Kafanızı bilgiyle doldurursanız bu dünyada başarılı olursunuz.
Results: 445, Time: 0.0537

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish