ÇIKTIĞI IÇIN in English translation

out
dışarı
çıktı
çıkar
dışında
uzak
çıkın
çıkış
çıkacak
orada
çıkart
got
al
almak
hemen
var
bin
geç
çabuk
biraz
getir
alın
for going out
for leaving
bırak
geri kalmak için
up
yukarı
kalk
kalmış
kaldır
bağlı
çıktı
ayakta
doldu
geldi
peşinde
came up
gelin
gelip
yukarı gelin
hadi
gelir
geliyor
gelecek
gelen
gel
çıktı
for opposing

Examples of using Çıktığı için in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hızla çıktığı için Onu yakalayamadı.
He got out so quick she missed him.
Goomarınla çıktığı için adamı biraz korkuttum.
I scared your goomar's date a little.
Ben sadece İskoçyalıyla çıktığı için onunla eğleniyordum.
I was making fun of her'cause she dates a jock.
Frank eskiden onunla çıktığı için korktuğunu söylemiştin.
You said you were scared because Frank used to date her.
Griffinin başka bir erkekle çıktığı için Lilayı öldürdüğüne dair yeni bir delil buldu.
The police found new evidence that griffin killed lila Because she was dating another man.
Annemle çıktığı için hemen yer buluyorum.
He's dating my mom now, so I get seated right away.
İşler çığırından çıktığı için üzgünüm.
Sorry things have gotten so crazy.
Kedi çıktığı için çok üzgünüm.
I'm so sorry that cat got out.
Aslında Sheldon seninle çıktığı için popüler bence.
Actually, I think Sheldon's popular because he's dating you.
Kabilemden bir şeytan çıktığı için çok üzgünüm.
I am only grieved and ashamed that such a demon has come from our tribe.
Gökkuşağı çıktığı için.
Because the rainbow came out.
İşler çığrından çıktığı için üzgünüm.
Sorry things have gotten so crazy.
Ortaya çıktığı için sizi çağırttım. Yardımınıza ihtiyaç duyduğum bir durum.
In which I require your assistance. I summoned you because a situation has arisen.
Hwan, size karşı çıktığı için üzgün olduğunuzu biliyorum.
I know you are upset because Hwan went against your will.
Fiyat sürekli çıktığı için, insanlar sadece izliyor.
Since the price keeps going up, people are just watching.
Olamaz. Önüne çıktığı için suç muhtemelen ninede olsa da.
Oh, no. Even though it was probably Grandma's fault for getting in the way.
Bu cümle senin ağzından çıktığı için korkunç bir anlam kazanıyor.
All so terrifying because it came out of your mouth.
Komadan çıktığı için biraz kendinde olmayabilir.
He might be a little disoriented, after the way he came out of stasis.
Önceki nişanı başkan karşı çıktığı için bozulmuştu.
The previous engagement broke up because of the chairman.
Oğlunu siyah bir kızla çıktığı için dövdü.
He beat up his son for dating a black girl.
Results: 92, Time: 0.0568

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English