Examples of using Çalışmadığın in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kovulan birine çalışmadığın da epey iyi oldu. Evet.
Büyük ihtimalle çalışmadığın ve tembel olduğun için öyle demiştir.
Senin çalışmadığın geceler dışında, tabi ki.
Tüm bunlardan benimle konuşmaya çalışmadığın için. Ama bugün.
Tüm bunlardan benimle konuşmaya çalışmadığın için. Ama bugün.
Beni durdurmaya çalışmadığın sürece tabii.
Beni vazgeçirmeye çalışmadığın için.
Tabi ki bir kariyerin olacak. Çalışmadığın zamanda.
Aa, beni daha iyi bir insan yapmaya çalışmadığın için teşekkürler.
Ve sen Petty Lo için çalışmadığın.
Ama şu anda beni vazgeçirmeye çalışmadığın için.
Ama şu anda beni vazgeçirmeye çalışmadığın için.
Bunun üzerinde dikkat çekmemeye çalışmak zorundasın fakat bu çalışmadığın anlamına gelmiyor.
Dün gece sınava çalışmadığın zaman nerede olduğunu arkadaşlarına söyledin mi?
Ama hiç çalışmadığın gün için benden tam ücret alınca benim suistimal edildiğimi düşünmüyorsun.
Birlikte dolaştığın ama yatağa atmaya çalışmadığın insanlara ne dersin?
Joan, her hangi bir emir vermeye çalışmadığın sürece seninle iyi geçineceğimize söz veriyorum.
Barın sahibi sen ol. Çalışmadığın zamanlarda kanepemizde oturuyorsun.
Beni baştan çıkartmaya çalışmadığın sürece ki bundan çok şüpheliyim,… beni sarhoş edeceksin,