Examples of using Çatlağa in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ne diyeceğim ki o çatlağa?
Ve motor! Seni çatlağa götüreceğiz.
kafatasımdaki şu çatlağa içerliyorum.
Birinci hattaki çatlağa mı, ikinci hattaki psikopata mı? Telefona bak?
Tamam, 1943 yılına ait bir eski para kamyon kapısının yanındaki bir çatlağa düştü.
Third Avenuedaki çatlağa oldukça benziyordu.
Ölüm vadisinde dolaştım dostlarım ve Third Avenuedaki çatlağa oldukça benziyordu.
Bir not yazmış ve gerçekleşmesini ümit ederek duvardaki çatlağa sıkıştırmış.
gerçekleşmesini ümit ederek duvardaki çatlağa sıkıştırmış.
Polisin söylediğine göre çatlaklara sıcaklık sebep olmuş.
Çatlak normale döndü.
O çatlak hepimizi öldürebilirdi.
Dirseğinizde çatlak var ve omzunuzdaki kapsülü parçalamışsınız.
Sonra da çatlaklardan büyük bir şey düşer.
Sonra şu çatlak çocuğu bulmaya geri dönebilirsin.
Sensin çatlak karı!
Ve çatlak Denis Leary.
Demek çatlak fikirlerini aşıladın, ha?
Çatlak olduğunu söylediyse, biz onu zaten biliyorduk.
Morgdaki çatlak öyle söyledi.