Examples of using Çok acıtıyor in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yanıyor. Başparmağım. Çok acıtıyor.
So much hurt. My thumb… It's burning.Yanıyor. Başparmağım. Çok acıtıyor.
My thumb… It's burning. So much hurt.Çok acıtıyor, çünkü.
İçimi çok acıtıyor.
It hurts too bad.Çok acıtıyor.
Çok acıtıyor, tam buradan.
That hurts me… right here.Ama çok acıtıyor.
Çok acıtıyor.
It hardly hurts.Çok acıtıyor.
It hurt so bad.Çok acıtıyor.
Çok acıtıyor.
It hurts so bad.Kasılmalar çok acıtıyor!
My contractions are really hurting!Anne, ölmek çok acıtıyor mu?
Mom, does it hurt much to die?Yine de… çok acıtıyor, maalesef. Sıfır geçirgenlik.
Zero penetration. quite painful, I'm afraid. However.Gerçekten çok acıtıyor!
It hurts so much!Çok acıtıyor.- Sadece nefes al.
Just breathe. It hurts so bad.Çok acıtıyor.- Sadece nefes al.
It hurts so bad.- Just breathe.Çünkü çok acıtıyor!
Cos it really hurts!Çok acıtıyor! Bunu yapma, anne!
It really hurts! Don't do this, mom!Çok acıtıyor, tam buradan. Hatırlamıyor musun?
