Examples of using Öfke in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Öfke, heavy metal, altkültür.
Bu kıskanç öfke krizlerini evlilik zamanlarımızdan hatırlıyorum… ve hiç ilgilenmiyorum!
Hayır, bir parti öfke hormonu o kadar.
Bu öfke değil. Biliyorum öfkelisin. .
O öfke nöbetleri yok muydu.
Bir yudum ve dünyayı alt üst etmeye yetecek öfke.
Öfke dolu e-postalar gönderdi.
Eğer bu titreme ve öfke ile savaşmazsan düşman seni öldürür.
Hayır, bir parti öfke hormonu o kadar.
Benim yüzümden davranış bozukluğu çıktı ve öfke nöbetleri başladı.
Onların derken? Ruhları… onların öfke ve kinini,?
Tammynin ani öfke nöbetlerini tetikliyor.
Ruhlar… öfke ve nefretleri.
Size anlatmak istediğimiz tüm nefret ve öfke- Evet. bu çamurun içine akıyor. bu şehirdeki tüm kötü duygular.
Seninki gibi bir tanı… patlayıcı öfke, şiddet içeren, antisosyal mani… en agresif tedaviyi kolayca haklı çıkarır. Ama iyi haber.
Seninki gibi bir tanı… patlayıcı öfke, şiddet içeren, antisosyal mani… en agresif tedaviyi kolayca haklı çıkarır. Ama iyi haber.
tatlı öfke şekeri.- Neden buradasın?
Öfke her şeyi değiştirir. Gazetede basılırsa ve Kanadadaki herkes öğrenirse.
Onu okuduysanız, efendim, Üstün İnsanı öfke, aç gözlülük… şehvet
zaman görsem… en çok o zaman öfke ve ıstırapla ağlarım.