Examples of using Öldüğü güne in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sanırım öldüğü güne kadar bununla boğuşmuş.
Öldüğü güne dek annemle tanışmamıştım.
Öldüğü güne dek Amerikan aksanıyla konuşmuştu.
Öldüğü güne kadar bir huzurevinde işkenceye uğradı.
Öldüğü güne dek kayboluşu hakkında hiç konuşmaz.
Benimle tanıştığı günden, öldüğü güne kadar.
Sokaklarda yaşamaya başladı. Öldüğü güne kadar.
O da sana inanmıştı. Öldüğü güne kadar inandı.
Sanırım bu inancı öldüğü güne kadar doğru kıldı.
Öldüğü güne kadar hep bundan bahsederdi. Köprüden her geçişinde göğsü kabarırmış.
Öldüğü güne kadar büyükbaban taekkyeon üzerindeki araştırmalarına… devam etti
Fazlasını bana verdi. Ve… öldüğü güne kadar karşılığını verebileceğimden.
Öldüğü güne kadar bir bakım evinde işkence gördü aklı gitmişti,
Annem öldüğü güne kadar hep babamın sahip olduğu en iyi menajer olduğunu söylerdi.
Ek olarak, öldüğü güne kadar artık Janete ellerimi onun içine soktuğumu söyleyebilirim.
bir ve öldüğü güne kadar bana dikkat aldı bir itfaiyeci oldu,
bir kral gibi davranırlar, ve öldüğü güne kadar severler, genellikle geçkin bir yaşa gelene kadar.
Öldüğü güne kadar.
Öldüğü güne kadar.
Öldüğü güne kadar yaşamakta kararlıydı.