ÖLDÜRMEYECEKLER in English translation

they're not gonna kill
they won't kill
öldürmeyeceklerinden
they would kill
öldürürler
öldürmelerinden

Examples of using Öldürmeyecekler in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Onu Chicagoya varana kadar öldürmeyecekler.
They're not gonna kill her till we get to Chicago.
Bizi öldürmeyecekler.
We did it.
Hayır, eğer dediğim gibiyse şimdilik onu öldürmeyecekler.
Not if you do like I said… will not kill her, for now.
Diye öldürebilirler ama onu öldürmeyecekler.
Because they won't kill it.
Sizleri, gördünüz diye öldürebilirler ama onu öldürmeyecekler.
Seen it. They might kill you just for having.
Diye öldürebilirler ama onu öldürmeyecekler.
But they're not gonna kill it.
Diye öldürebilirler ama onu öldürmeyecekler.
But they're not going to kill it.
Hiç kimseyi öldürmeyecekler.
They're not going to kill anybody.
Korkma seni öldürmeyecekler.
They're not gonna kill you.
Söz veriyorum, öldürmeyecekler.
I promise you they won't.
Onlar beni öldürmeyecekler.
They're not gonna kill me.
Tabi kızlar hariç, soylarını… devam ettirip eski sayılarına ulaşmak için sizi öldürmeyecekler.
Except they would kill you for sure. You could-You could go down through the mines.
Kızdan özellikle kimliklerini saklıyorlarsa demek oluyor ki, kızı öldürmeyecekler. Yani, parayı alır almaz onu canlı geri verecekler.
They're purposely hiding their identity from the girl, it means they probably don't want to kill her, that they're ready to hand her back alive as soon as theget their money.
Senin bazı güzel eşyalarını onlara vermek zorunda kaldım böylece bizi öldürmeyecekler.
I had to give them a few of your finer things, of course… so they wouldn't kill us.
Bak şimdi, canavarlar seni veya anneni öldürmeyecekler. Tamam mı?
I ook, monsters, they're not out to kill you or your mom, all right?
Rus çetelerine paralarını geri ödeyecek böylece Barksdalee gittiğinde onu öldürmeyecekler.
He needs it to pay off the Russian mob so they don't kill him when he arrives at Barksdale.
Onu öldürürlerse yemin ederim…- Yemin ederim… Onu son gördüğümde…- Öldürmeyecekler.
The last time I saw her… If they kill her, I swear.
Dördünüz köylüleri dolandırmak için masum bir adamı öldürdünüz… Ve karısına üç gün üç gece tecavüz edip, işkence yaptınız.
The four of you in order to swindle money from the unsuspecting villagers killed an innocent man and raped and tortured his wife for three days and three nights.
Çünkü inanmazsan bu adam ya da her neyse öldürmeye devam edecek ve bize ulaşana kadar da durmayacak.
Because if you don't, this man, or whatever he is, is gonna go on killing and he's gonna keep on killing till he gets to me and Thad and the babies.
Siz beyler Korede benim dedemi öldürdünüz Seni salonumuzda görmekten mutlumuyum sanıyorsun?
You guys killed my dad in korea.- you think I'm happy to see you in my gym?
Results: 48, Time: 0.0293

Top dictionary queries

Turkish - English