Examples of using Üzücü bir durum in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bence bu çok üzücü bir durum.
Ki bu çok kötü ve üzücü bir durum.
Darryl, çok üzücü bir durum.
Her genç kız için üzücü bir durum.
Evet, oldukça üzücü bir durum.
Ama, Walt Kabile bölgesinde nasıl üzücü bir durum olduğunu anlamak zorundasın.
Çok üzücü bir durum.
Benim için üzücü bir durum.
Bay Brady, egzotik dansçıların öldürülmesi çok üzücü bir durum.- Teşekkürler.
Üzücü bir durum, elbette, fakat söylemeliyim ki mükemmel bir şans elde ettiniz.
Üzücü bir durum olduğunu biliyorum ama bütün detayları öğrenebilirsin
Bu üzücü bir durum, ama cidden, senin bizim sana hadi bakalım diyene kadar beklemen gerekirdi!
Elena, bu çok üzücü bir durum anlıyorum. Ama anı zamanda da onları öldürmesi gerektiği konusunda da hemfikirdik.
şu anki Demokrat Parti Komitesi Başkanı… Jack Stearns ve ailesi için çok ama çok üzücü bir durum.
Aslına bakarsan üzücü bir durumdu.
Hayır, üzücü bir duruma yardım et.
Eski kale üzücü bir durumda.
Bence üzücü bir durum.
Çünkü üzücü bir durum.