IRK in English translation

race
ırk
yaris
yarışı
racial
ırk
species
tür
ırk
bir türüz
türe
canlılar
cinsi
racist
ırkçı
breed
tür
cins
cinsi
ırkı
yetiştirmek
doğurur
melezi
üretirse
ürerler
ürer
ethnicity
etnik köken
etnisite
ırk
etnik kimlik
etnik yapıya
racism
ırkçılıkla
ırkçılık
races
ırk
yaris
yarışı
of racially
ırk

Examples of using Irk in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bu her iki ırk için de çok utanç vericiydi.
It was very shameful for both kinds.
Bizden çalınanı geri almamızı ırk, toprak ve onur için savaşmamızı!
Totakeback whathadbeenstolenfrom us! Tofightforrace, soil, andhonor!
Asla parayı'' ırk'' ın önüne koyma.
Never put money before race.
Demokrasi ve fırsat eşitliği ırk, din, renk ve soy ayırmaksızın.
Democracy and equality of opportunity regardless of race, creed, color or ancestry.
Polisin durdurup üzerini arama durumunda eşit ırk hakları için tasarlanan kanuni çözüm yolları.
Designing Race-Based Remedies for Equal Protection Violations in Stop-and-Frisk Cases.
İki ölüm, ırk kavgası, benim yüzümden mi?
Two deaths, a race riot, all because of me?
Bu proje ırk kutuplaşması yaratır.
That development was racially polarizing.
Bir dinleyici ırk. Biz dinleriz.
Some people call us a race of listeners.
Çok fazla ırk nefreti var.
A lot of racial hate.
Eğlencesine ırk savaşı yapamayacak mıyız?
It will be fun! Can't we have a race war?
Babamın projesiydi. Hobisini ırk ve din konularıyla birleştirdi.
That was my father's project. He mixed his hobby with race and religion.
Dee ırk çatışması çıkarmasaydı hiçbir sorun olmayacaktı.
It would have been fine if Dee hadn't incited a race war.
Biçici ırk evrimle oluşmamış… tasarlanmış.
It was designed. The reaper strain didn't evolve.
Bazıları'' ırk ölmedi'' der,
Some say that the race is not dead,
Açgözlülük ırk ve kültür farkı tanımaz.
Greed knows no racial nor ethnic boundaries.
Savcılar, ırk, renk ve uyruklarını… esas alarak şikayleri araştırmazlar.
Prosecutors would not investigate complaints based on race, color or national origin.
Bu ırk meselesi değil.
Don't make this a race thing.
Hep ırk meselesi haline getiriyorsun.
You always make this a race thing.
Bu ırk meselesi değil.
And don't make this a race thing.
Demokrasi ve fırsat eşitliği… ırk, din, renk
Regardless of race, creed, color or ancestry.
Results: 739, Time: 0.0477

Top dictionary queries

Turkish - English