Examples of using Şüpheye in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
İyi bir savcı şüpheye izin verir.
Artık gitmeliyiz. Schmidt, şüpheye düştüğünde çenen kapalı kalsın.
Yakında Sima neden Leonarddan haber çıkmadı diye merak edip, şüpheye düşecek.
Ama, sonuç negatif olursa şüpheye yer var demektir.
Ama kaçırdığı kızlar onu şüpheye düşürüyor.
O hak, Rabbindendir. Artık şüpheye düşenlerden olma sakın!
Ama korkuların birer şüpheye dönüşmemeli.
Şüpheye yer yok.
Lakin şüpheye de izin vermelisin.
Fakat bu olaydan sonra şüpheye düştük. Eğer yaşayacaksak sensiz de yaşarız.
Şüpheye yer yoktur.
Şüpheye yer yok.
Beni şüpheye düşürdün.
Smiley şüpheye kapıldı, Percy.
Bu şeyi kazanmanın sırrı şüpheye düşünce Annie ile aynı fikirde olmaktır.
Şüpheye yer yok, Scott.
Şüpheye yer vardı gibi geldi bana.
Yıldır şüpheye ve korkuya ilk aydan çuvallamak için katlanmadım.
Şüpheye dayanarak birini tutamazsınız.
Kore yasası şüpheye bağlı olarak birini 48 saat tutma hakkı veriyor.