ŞARAP in English translation

• wine
• port
• wines

Examples of using Şarap in Turkish and their translations into English

Şarap ister misiniz?
Would you like a Merlot?

Şarap getir hancu şarap..
Bring me some wine, innkeeper.

Şarap kaç para?
How much is the wine?

Onlar şarap gibi değillerdir.
It's not like a bottle of wine.

Aslında, ilk kural şarap olmaması. Ama bunu değiştireceğim.
Actually, first rule of therapy is no wine, but I'm gonna change that.

Şarap, Bayan Johnsonın fikriydi mi demiştiniz?
You say the bottle of wine was Ms. Johnson's idea?

Yolculuk için babamdan şarap, annemden de peynir.
Sherry from Dad, cheese from my mother, for the trip.

Şarap ve peynir resepsiyonuna geç kalacağız.
We're gonna be late for the wine and cheese reception.

Gardiyan, içeriye şarap ve fahişeleri sokmadan geçimini nasıl sağlardı?
How will the gaoler make his living unless he bring in wine and whores?

Şarap ne için?
What's the wine for?

Kırmızı şarap… Favorimdir.
Red Vines-- my favorite.

Şarap işinde çalışmıyor. Gizli Servis için çalışıyor.
He's not in wine, he works for the secret services.

Bu şarap, siz bira içiyorsunuz.
This is wine, you're drinking beer.

Sen şarap eksperi misin? Hadi,?
You're an expert in wine?

Şarap içip sarhoş oldu,
And he drank of the wine, and was drunken;

Şarap istiyorum!
I want cider!

Şarap nerede?
Where's the cider?

Emma, bir şişe şarap ve beş yıllık bir prezervatifin ürünü.
Emma is a product of a bottle of merlot and a five-year-old condom.

Şarap açık artırmadayken çoktan sahtesiyle değiştirilmişti.
By the time it gets to the auction, the wine's already been switched for the fake.

Şarap aldın mı?
What about the wine?