Examples of using Ağır bir bedel in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Dostluğumu yanlış değerlendirdim ve ağır bir… bedel ödedim.
İstediğin hediyelerin ağır bir bedeli var.
Antonov adı, ağır bir bedelle gelir.
Antonov soyadının ağır bir bedeli var.
Ancak bunun ağır bir bedeli var.
Danimarka ağır bir bedel ödedi.
Çok ağır bir bedel ödemeni sağlayacağım.
Modaya uymak için ağır bir bedel!
Kaçınılmazı görmek oldukça ağır bir bedel olabiliyor.
Bunun için çok ağır bir bedel ödedi.
Benim intikamım için ağır bir bedel ödediler.
Önemsiz bir zafer için ağır bir bedel.
Arkadaşlığın yargılarımı etkilemesine izin verdim ve oldukça ağır bir bedel ödedim.
Hükümetiniz iç işlerimize karıştığı için ağır bir bedel ödemek üzere.
Thorsenin hatası yüzünden kocanız ağır bir bedel ödemiş olmadı mı?
Eğer senin geçmişten ders çıkarmak dediğin şey buysa ağır bir bedel ödedin.
Ama antiloplar ağır bir bedel ödüyor. Altı yavrudan sadece biri hayatta kalabiliyor.