ACILAR in English translation

pain
acı
ağrısı
acının
ağrı
acın
suffering
acı
ıstırap
ızdırap
azabı
acının
muzdarip
çile
agony
acı
ızdırap
ıstırap
azabı
can çekişmede
hurt
zarar
incitmek
acı
acıyor
yaralı
incinmiş
ağrıyor
yaraladı
canını yakmak
üzdü
sorrows
keder
üzüntü
acı
hüzün
acının
üzülmüş
matem
dert
painful
acı
acıklı
elem verici
can yakıcı
elemli
sancılı
acıyor
ıstıraplı
misery
sefalet
acı
ızdırap
ıstırap
sefil
mutsuzluk
pains
acı
ağrısı
acının
ağrı
acın
sufferings
acı
ıstırap
ızdırap
azabı
acının
muzdarip
çile
sorrow
keder
üzüntü
acı
hüzün
acının
üzülmüş
matem
dert
hurts
zarar
incitmek
acı
acıyor
yaralı
incinmiş
ağrıyor
yaraladı
canını yakmak
üzdü

Examples of using Acılar in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bütün bu acılar sizi daha güçlü kılacak
All this sorrow will give you strength
Bu acılar, dün gece olanlar yüzünden azalacak değil, bunu biliyorum.
But I know those sufferings will not be improved by what happened last night.
Dünyadaki bütün acılar seni bulsun.
I wish you all the suffering in the world.
Topallayarak bana geldi, acılar içinde!
He came limping to me… in agony!
Çok üzgünüz. Çektiğiniz acılar için de.
For your sorrows. And we are sorry.
İsa adına, bütün acılar bitti!
All misery, gone, in Jesus' name!
Büyük sanatsal acılar, Bruce!
Great art hurts, Bruce!
Acılar nerede?
Where are those pains?
Bütün acılar silinip gidecek.
All the sorrow is being washed away.
Bu acılar, dün gece olanlar yüzünden azalacak değil, bunu biliyorum.
Those sufferings will not be improved by what happened last night. But I know.
Tüm bu acılar sadece hayatını uzatabilmek için mi?
All this suffering just so you can extend your life?
Kazığa attı kendisini, acılar içinde öldü.
She impaled herself on a spike and died in agony.
Bütün o küçük acılar ve sancılar nihayetinde bir şeye bağlanır.
All those little aches and pains, eventually, they add up to something.
Bütün bu acılar… sizi daha güçlü kılacak… ve yükselmenizi sağlayacaktır.
Will give you strength and point you on a higher way. All this sorrow.
Bu küçük acılar iyileşir. Meleklerim.
Mes Anges… these little hurts will heal.
Bu mistik güç tüm canlıları korur; acılar gider, mutluluk gelir.
This mysterious power saves all beings; suffering goes, happiness comes.
Yeni yer, yeni acılar. Bu saçmalık.
New place, new sufferings It's bullshit.
Çok kayıplar… Daha çok güçlükler… çok acılar göreceğiz.
We face more cost… more loss… and more agony.
Bütün bu acılar… sizi daha güçlü kılacak… ve yükselmenizi sağlayacaktır.
And point you on a higher way. All this sorrow will give you strength.
Bütün o küçük acılar ve sancılar nihayetinde bir şeye bağlanır.
All those little aches and pains.
Results: 477, Time: 0.0362

Top dictionary queries

Turkish - English