Examples of using Allahın ve elçisinin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
O inananlar ki, savaşta yara aldıktan sonra bile ALLAHın ve elçisinin çağrısına uydular.
görünce,'' İşte bu, ALLAHın ve elçisinin bize söz verdiğidir.
görünce,'' İşte bu, ALLAHın ve elçisinin bize söz verdiğidir.
görünce,'' İşte bu, ALLAHın ve elçisinin bize söz verdiğidir.
ahiret gününe inanmayan, Allahın ve Elçisinin haram kıldığını haram saymayan
görünce,'' İşte bu, ALLAHın ve elçisinin bize söz verdiğidir.
ahiret gününe inanmayan, Allahın ve Elçisinin haram kıldığını haram saymayan
O inananlar ki, savaşta yara aldıktan sonra bile ALLAHın ve elçisinin çağrısına uydular.
Ey inananlar( elçi), sizi yaşatacak şeylere çağırdığı zaman Allahın ve Elçisinin çağrısına koşun
Ey inananlar( elçi), sizi yaşatacak şeylere çağırdığı zaman Allahın ve Elçisinin çağrısına koşun
İkiyüzlüler ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler,'' ALLAHın ve elçisinin bize verdiği söz boş bir hayalden başka bir şey değilmiş!'' diyorlardı.
Ey inananlar( elçi), sizi yaşatacak şeylere çağırdığı zaman Allahın ve Elçisinin çağrısına koşun ve bilin ki, Allah,
Ey inananlar( elçi), sizi yaşatacak şeylere çağırdığı zaman Allahın ve Elçisinin çağrısına koşun ve bilin ki, Allah,
Ey inananlar( elçi), sizi yaşatacak şeylere çağırdığı zaman Allahın ve Elçisinin çağrısına koşun ve bilin ki, Allah,
Ey inananlar( elçi), sizi yaşatacak şeylere çağırdığı zaman Allahın ve Elçisinin çağrısına koşun ve bilin
Ey inananlar( elçi), sizi yaşatacak şeylere çağırdığı zaman Allahın ve Elçisinin çağrısına koşun ve bilin
Ey inananlar( elçi), sizi yaşatacak şeylere çağırdığı zaman Allahın ve Elçisinin çağrısına koşun
ahiret gününe inanmayan, Allahın ve Elçisinin haram kıldığını haram saymayan
Kendilerine Kitap verilenlerden Allaha ve ahiret gününe inanmayan, Allahın ve Elçisinin haram kıldığını haram saymayan ve gerçek dini din edinmeyen kimselerle, küçül( üp boyun eğ) erek elleriyle cizye verecekleri zamana kadar savaşın.
ahiret gününe inanmayan, Allahın ve Elçisinin haram kıldığını haram saymayan