Examples of using Allah yolunda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
İnanan, hicret eden ve Allah yolunda mallarıyle, canlarıyle savaşanların,
İnanan, hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat eden kimselere Allah katında en büyük dereceler vardır.
ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz?
ahiret gününe iman edip, Allah yolunda cihad edenlerin yaptığı işi bir mi tutuyorsunuz?
ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin( yaptıkları) gibi mi saydınız?
ahiret gününe inananla, Allah yolunda cihat edenle bir mi tuttunuz?
âhiret gününe inanıp Allah yolunda cihat eden kişinin yaptığıyla bir mi tuttunuz?
İşte sizler Allah yolunda harcamaya dâvet ediliyorsunuz. İçinizden bazıları cimrilik ediyor.
Ama bunlar bilsinler ki kim malını Allah yolunda harcamaktan yüz çevirirse Allah ganîdir, hamîddir hiçbir şeye ihtiyacı olmayan müstağnîdir, her türlü hamd ve övgüye lâyıktır.
Allah yolunda vuruşun, savaşın
Biri Allah yolunda çarpışan bir gurup, diğeri ise bunları
Bunlar Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar.
Kim( Allah yolunda harcamaktan) yüz çevirirse( bilsin ki) Allah, zengindir, övgüye layıktır.
Sizinle savaşıp vuruşanlarla Allah yolunda siz de savaşın, vuruşun, fakat haddi aşmayın, zulmetmeyin.
İnanan, hicret eden ve Allah yolunda mallarıyle, canlarıyle savaşanların, Allah katında dereceleri daha büyüktür.
Dediler ki:'' Nasıl olur da Allah yolunda savaşmayız? Yurtlarımızdan çıkarıldık, oğullarımızdan uzak düşürüldük?
Allah yolunda çarpışıp da öldürülen yahut galip gelene biz,
Allah yolunda başlarına gelenlerden ötürü gevşememişler, yılmamışlar ve boyun eğmemişlerdi.
Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir,
Müminlerden, özür olmaksızın oturanlar ile, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler eşit değildir.