Examples of using Ambargo in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ambargo yetkisini alacağım. Sabahleyin acil durum odasından.
Ambargo altında hayat böyle işte.
Ambargo yüzünden pirinç alamazken mi?
Küba purolarındaki ambargo çok saçma.
Ambargo altındaki ülkelere teknolojik ürünler satıyor ve para vergi alınmadan mı geliyor?
Ambargo istiyorum.
Ambargo sağ olsun, erzakımız tükenmek üzere.
Yük gemisinin rotasını ambargo sınırına çevirdi.
Dinle, bu ambargo.
BM, Iraka karşı ambargo uyguluyor.
Herşey helyum, tetraethyl, ambargo… etrafında dönüyor.
Mr. Van Zandt, Ambargo ne olacak?
Başkan Eisenhower öfkeyle top yekûn ticari ambargo ilan etti ve CIAye Kübalı sürgünleri eğitime alma emri verdi.
Ambargo kalkınmayı engelledi
Ve ambargo nedeniyle alabileceğimiz tek yer doğruca kaynağından başka bir yer değil.
Kennedy Kübaya ticari ambargo koyarak zamanında hayli popüler olan Küba üretimi Sansabelt Pantalonların nakliyesini büyük ölçüde engelledi.
Mihver devletleri politik ve ekonomik ambargo uyguladılar.
Ve büyükelçileri görmekten memnunluk duyacağız. Bildiğin gibi, bu ambargo tamamen yasal.
Küba çevresindeki ambargo sınırını aşacak herhangi bir füzeyi… Sovyetlerin Amerikaya yaptığı… bir savaş ilanı olarak kabul etmek ülkemizin görevidir.
Japonyaya petrol ihracatına ambargo koyup kaynağı büyük oranda keser.