Examples of using Anlar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Birincisi, eğer korkmuş küçük bir çocuk gibidavranmaya devam edersen anlar.
Kimse nerede olduğunu bilmesse, orada olmadığını anlar.
Yine de ikimiz güzel anlar geçirmek istiyoruz.
Konuştuğumuz anlar oldu ama konuşmadığımız anlar da oldu.
Geçen anlar hala nefesimde için için yanıyor.
Teorik fizikçi deneyden ne anlar zaten?- Eh.
Biliyor musun, Jackte oynarken kendimi geri zekalı hissettiğim anlar oldu.
Soyunma odasına gidiyoruz. Son anlar.
Çok iğne işi yapmış olanlar bu tür şeyleri anlar.
Radyoyu kurar, sinyalden anlar, kanaldan anlar. .
Frankel sana bugün sıkıcı anlar yaşattı, değil mi?
Korku ve mutluluk dolu bütün anlar ve yaşanan bütün yoğun duygular.
İngilizler sadece bu dilden anlar.- Yeter!
Ve evet, senin de beni hayal kırıklığına uğrattığın anlar oldu.
Belki Caitlin bu sefer ipucunu anlar.
Böyle yaparsan kaleci bir sonraki hamleni anlar.
Kaçarsan herkes suçlu olduğunu anlar. Hayır.
Az sayıda insan onun yorumunu anlar.
Harika anlar yaşıyoruz, değil mi Papaz?
Jacki beslediğin anlar gerçekten çok güzeldi. Tobe.