ANLAR in English translation

moments
bir dakika
biraz
zaman
bir saniye
bir anlık
anında
anda
an
understands
anlamak
anlayın
anlayış
anlarım
knows
bilmek
haber
bilen
öğrenmek
biliyorum
bilirsin
tanıyorum
bilin
farkındayım
tanırım
times
zaman
sefer
vakit
kez
defa
süre
zamanında
kaçta
saati
sırası
now
şimdi
artık
hemen
derhâl
şu anda
şu an
simdi
şuan
bakalım
right
değil mi
doğru
tamam
hemen
sağ
tam
aynen
peki
iyi
düzgün
memories
bellek
hafıza
anısına
hatırasını
anı
anın
understand
anlamak
anlayın
anlayış
anlarım
know
bilmek
haber
bilen
öğrenmek
biliyorum
bilirsin
tanıyorum
bilin
farkındayım
tanırım
moment
bir dakika
biraz
zaman
bir saniye
bir anlık
anında
anda
an
time
zaman
sefer
vakit
kez
defa
süre
zamanında
kaçta
saati
sırası
understood
anlamak
anlayın
anlayış
anlarım

Examples of using Anlar in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Birincisi, eğer korkmuş küçük bir çocuk gibidavranmaya devam edersen anlar.
First of all, if you keep acting like a scared little boy, she will know.
Kimse nerede olduğunu bilmesse, orada olmadığını anlar.
Nobody knows where you are when they realize you ain't there.
Yine de ikimiz güzel anlar geçirmek istiyoruz.
Still, the two of us want to make some fond memories together.
Konuştuğumuz anlar oldu ama konuşmadığımız anlar da oldu.
There's a time to talk and there's a time to… Not talk.
Geçen anlar hala nefesimde için için yanıyor.
The moment that has passed are still smoldering in my breath.;
Teorik fizikçi deneyden ne anlar zaten?- Eh.
Understand about an experiment anyway? Ah. What would a theoretical physicist Eh.
Biliyor musun, Jackte oynarken kendimi geri zekalı hissettiğim anlar oldu.
You know, there were times when I was doing Jack that I actually felt retarded.
Soyunma odasına gidiyoruz. Son anlar.
Dressing room now. Final touches.
Çok iğne işi yapmış olanlar bu tür şeyleri anlar.
People who have done a lot of needlework know these things.
Radyoyu kurar, sinyalden anlar, kanaldan anlar..
He can set up the radio, knows signalling and channels.
Frankel sana bugün sıkıcı anlar yaşattı, değil mi?
Frankel gave you a pretty hard time today, huh?
Korku ve mutluluk dolu bütün anlar ve yaşanan bütün yoğun duygular.
And every intense emotion in between. Every moment of fear and joy.
İngilizler sadece bu dilden anlar.- Yeter!
It's the only tongue the English understand.- Enough!
Ve evet, senin de beni hayal kırıklığına uğrattığın anlar oldu.
And yes, there have been times that you have disappointed me.
Belki Caitlin bu sefer ipucunu anlar.
Well, maybe Caitlin will get the hint now.
Böyle yaparsan kaleci bir sonraki hamleni anlar.
If you do this, you're letting the goalkeeper know your next move.
Kaçarsan herkes suçlu olduğunu anlar. Hayır.
No, you can't. If you run, everyone knows you're guilty.
Az sayıda insan onun yorumunu anlar.
Few people understood his comment.
Harika anlar yaşıyoruz, değil mi Papaz?
We live wonderful time in, chaplain?
Jacki beslediğin anlar gerçekten çok güzeldi. Tobe.
Tobe. You feeding Jack was still a real beautiful moment.
Results: 1505, Time: 0.0347

Top dictionary queries

Turkish - English