ASIL ONLAR in English translation

they're
olmaları
ki
iseler
çok
oluyor
olacak
nerede onlarda
buraya
they are
olmaları
ki
iseler
çok
oluyor
olacak
nerede onlarda
buraya
they were
olmaları
ki
iseler
çok
oluyor
olacak
nerede onlarda
buraya
they should
gerekirdi
gereken
gerekiyor
olmalılar
olmalıydılar
gerektiğini
lazımdı
etsinler diye
edeceklerini de
gerekir diye

Examples of using Asıl onlar in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Asıl onlar dışarıda kilitli kalıyor.
I'm locking things out.
Asıl onlar gerçek romanlardı!
Those were real novels!
Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar kendilerine yazık ediyorlardı.
And Allah would not have wronged them, but it was they who were wronging themselves.
Yanlış. Asıl onlar bizi oyalıyor.
They're the ones that are stalling. Wrong.
Asıl onlar ne yapıyor? Ne yapıyorsun?
What are you doing? What are they doing?
Asıl onlar benden korkmalı.
They should be scared of me.
Asıl onlar bu arabaya dikkat etsin.
They better watch this ride.
Asıl onlar bizim için üzülüyor
It is they who fret over our fate,
Asıl onlar korkmalı.
They should be afraid.
Benle karşılaştıklarında, asıl onlar neyle uğraştığını anlayacak.
When they meet me, they will know what they are up against.
O insanlar kana susayanlar burada yargılanmaları gereken asıl onlar!
Those people, baying for blood, are the ones who should be there in the dock!
Şimdi asıl onlar film yıldızı.
now those are movie stars.
Beni aldatan asıl onlar.
They're the one that's cheating me.
Hayır Mark. Yardım etmemiz gereken asıl onlar.
Those are exactly the people we should be helping. No, Mark.
Hayır Mark. Yardım etmemiz gereken asıl onlar.
No, Mark. Those are exactly the people we should be helping.
Antartikada çıkan gaz hakkındaki haberleri duydun mu? Asıl onlar ucube!
Did you hear about all that gas being released in Antarctica from the ice? They're the freaks!
Tehlike asıl o zaman başlar.
That's when the danger usually starts.
Asıl onu aramanız lazım.
That's who you should be looking for.
Çünkü beyler, asıl o zaman hakiki okul başlayacak.
Cause, gentlemen, that's when school really begins.
Asıl o bana alıştığında eğlenceli olacak.
Versailles will be fun when it gets used to me.
Results: 48, Time: 0.0363

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English