Examples of using Asalet in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bana anahtarları ver!- Şeref, asalet.
Hadi! Biraz asalet gösterin!
Her zaman asalet.
Artie Abrams asalet meşalesini yükseklerde tutar.
Asalet nerede?
Değerli arkadaşlık sadece asalet, eğitim ve kibarlık gerektirir.
Chippichawa asalet demek.
Asalet adamı, hitabet ve tatminsizlik.
Modern Asalet'' kitabını yapan kişiler aradı.
Asalet zordur.
Asalet bunu neresinde?
Ama içinde asalet kıvılcımları görüyorum.
Fransızca, asalet ve burjuvazi tarafından benimsenen tek resmi dildi.
O jestler, o asalet, o öfke!
Asalet maskesi altına saklanmış bir tutku.
Asalet adamı, hitabet… ve tatminsizlik. Çiçero.
Çiçero. Asalet adamı, hitabet… ve tatminsizlik.
Sonra Asalet, hepimizi öldürmek için daha fazla ordu gönderecek.
Sonra Asalet, hepimizi öldürmek için daha fazla ordu gönderecek.
Üstünlük ve asalet geleneğinde, lüks bir şekilde… Eğitilip, yetiştirilmişler.