ASILZADE in English translation

nobleman
asilzade
bir soylu
asil
noble
asil
soylu
yüce
soy
değerli
asilzade
onurlu
asalet
royal
kraliyet
asil
soylu
kral
peer
tutuklu
emsal
akran
meslektaş
yaşıtlarının
bak
asilzade
arkadaş
akranların
patrician
soylu
patrici
aristokrat
asil
bakıldığında
asilzade

Examples of using Asilzade in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kyoto yargıçları Watanabe Genzaburo ile Okawara ve şaşırmayın Asilzade Anenokoji.
Watanabe Genzaburo and Okawara… and don't be surprised… Anenokoji the Nobleman.
Asilzade söz verdi.
The Palatine promised.
Asilzade misin?
You're a nobleman?
Asilzade prens Mircea!
My noblemen, prince Mircea!
Asilzade uyuyor!
The boyar is sleeping!
Bu asilzade kılıcı.
This is a nobleman's blade.
Bir grup asilzade geldi ve buna karşı çıktı.
A group of noblemen came and strongly opposed it.
Asilzade ismi gibi!
That name sounds like royalty!
Onlar asilzade değil.
They're not aristocrats.
Zevahiri, adam asilzade.
Zawahiri, the man is an aristocrat.
Amcası Nijeryalı asilzade değilmiş.
Turns out his uncle isn't Nigerian royalty.
Taht odasında yanında oturan parfümlü asilzade umurumda değil.
I don't care what perfumed aristocrat sits beside you in the throne room.
Nerede olduğunu unutmuşsun asilzade.
You have forgotten where you are, Magnifico.
Etrafı arazi ve mülklerle çevrili cazip asilzade köşkü.
Desirable nobleman's mansion with surrounding estate and properties.
Kralın ya da kraliçenin kuzeni gibi bir şey. Kendisi asilzade.
Nobility, he is. He is a cousin to the King or Queen, or something.
Kralın ya da kraliçenin kuzeni gibi bir şey. Kendisi asilzade.
He is a cousin to the King or Queen, or something. Nobility, he is.
Karısı ve kızıyla sarayda asilzade gibi yaşıyordu.
With his wife and daughter. He lived like royalty in the palace.
mülklerle çevrili… cazip asilzade köşkü.
properties. Desirable nobleman's mansion.
Geleneksel sahtekârlık olayı. Amcası Nijeryalı asilzade değilmiş.
Turns out his uncle isn't Nigerian royalty. Fraud warrant.
Karısı ve kızıyla sarayda asilzade gibi yaşıyordu.
He lived like royalty in the palace, with his wife and daughter.
Results: 80, Time: 0.0317

Asilzade in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English