Examples of using Bütün yaptığı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bütün yaptığımız onu teslim etmekti.
Bütün yaptığımız konuşmaktı.
Bütün yapmak istediğimiz kötü davranma cesaretlerini kırmak.
Bütün yaptığınız konuşmak.
Sabit diskimde bütün yaptıklarının buz gibi kanıtı var.
Bütün yaptığımız konuşmakmış gibi gözüküyor.
Bütün yaptığınız kulübelerin etrafında koşmaktı.
Bütün yaptığınız konuşmak mıydı?
Bütün yaptığın evde, iç çamaşırlarınla oturup kederlenmek.
Bütün yapmaya çalıştığımız buydu.
Seninse bütün yaptığın bir kız için sızlanmak!
Bütün yaptığımız dünyanın sessiz bir köşesinde inancımızı yaşamayı istemek.
Bütün yaptıkları tankları yıkamak ve çimleri biçmek.
Bütün yapmanız gereken, anomaliye elektromanyetik pals göndermek.
Bütün yapman gereken beni içeri alman.
Bütün yaptığın insanları ezmek… Beni, takım elbiseli elemanı, yani Jacksonı.
Bütün yaptığımız çocuklar hakkında konuşmaktı.
Bütün yapman gereken orgazm olmak.
Aslında senin bütün yaptığın benzer bir rotayı defalarca izlemek.
Bütün yaptıklarını nasıl takdir ettiğimi bilemezsin.