BÜYÜK KISMI in English translation

most
en
çoğu
birçok
çok
majority
çoğunluk
çoğu
büyük kısmı
çokluğuyla
büyük bölümü
büyük bölümünün
bulk of
büyük kısmı
çoğunu
büyük çoğunluğunu
greater part
büyük bir kısmını
harika bir rol
en iyi kısmı
büyük bölümünü
en harika kısmı
big part
büyük bir parçası
büyük bir kısmı
büyük bir bölümünün
büyük rol
önemli bir rol
büyük bir bölümü
önemli bir kısmı
büyük katkın
önemli bir parçası
lot of
birçok
pek çok
çoğu
çok fazla
sürü
epey
çok sayıda
bolca
bayağı
bol bol
large part
büyük bir kısmı
büyük bir bölümü
büyük bir bölümünü
büyük bir parçamız
büyük rol
geniş bir kısmını
large portions
büyük bir kısmı
büyük bölümü
porsiyon büyük olsun
büyük bir porsiyon
much of
çoğu
pek
fazla
büyük kısmı
çok miktarda
şeylerin bir kısmını
çok sayıda
önemli bir kısmı
çokça
daha binlercesi
major parts
büyük bir kısmını
büyük rol
önemli bir parçasını
büyük bir bölümünün
önemli bir rol
büyük bir parçası
büyük bir bölümü

Examples of using Büyük kısmı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Şehrin büyük kısmı.
Big parts of the city.
Alın kemiğinin büyük kısmı eksik.
Big part of the frontal bone of the skull is missing.
Kütlenin büyük kısmı Jüpiteri oluşturdu.
And the majority of that stuff became Jupiter.
Ama, büyük kısmı su çölü gibidir yaşam yoktur.
Yet, for the most part it's a watery desert, empty of life.
Kasabanın büyük kısmı restore edilip… Thames yeşiline boyanıyor.
Large areas of the borough are being restored… and painted Thames green.
Gereken paranın büyük kısmı İtalya Dışişleri Bakanlığı tarafından karşılanacak.
Most of the funds will be allocated by the Italian Foreign Ministry.
Kent nüfusunun büyük kısmı hizmet sektöründe çalışır.
The majority of the city population work in service industry.
Gelecekte, suçların büyük kısmı çevrimiçi işlenecek.
In the future, the majority of crime will be happening online.
İşin büyük kısmı bitmişti.
The bulk of the work was done.
Nüfusun büyük kısmı kıyafetlerinin Koreliler tarafından temizlenmesinden bıktı.
There's a huge segment of the population that is tired… of having their clothes cleaned by Koreans.
İşin büyük kısmı bu. Billin, kendi düşmanı olmasını engellemek.
It's a big part of the job, preventing Bill from becoming his own worst enemy.
Romulan filosunun büyük kısmı halen Federasyonla beraber Tarafsız Bölgede.
The bulk of the Romulan fleet is still deployed along the Neutral Zone with the Federation.
Toplumun büyük kısmı sizin yanlış fikirde olduğunuzu düşünüyor.
You realize the vast majority of people think you're wrong.
Türkiyede nüfusun büyük kısmı bu bölgede bulunmaktadır.
The majority of the range is in Turkey.
Theodosius Surlarının büyük kısmı günümüze ulaşmıştır.
Large portions of the Theodosian Walls are preserved to the present day.
Büyük kısmı.
For the most part.
Bu sürecin büyük kısmı konuyla kamera arasında rahat bir ilişki kurabilmektir.
A huge part of this process is establishing a comfortable relationship between the subject and the camera.
İşin büyük kısmı bitmişti.
Bulk of the work was done.
Atların büyük kısmı bu yoldan geliyor.
Big bunch of horses coming this way.
Büyük kısmı telefon konuşmasıydı.
Most of it was of a phone conversation.
Results: 319, Time: 0.0796

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English